|
|
|
|
Değerli Arkadaşlar,
İcra Takibinde Sözlü olduğu bildirilen kira sözleşmesine yapılan bir itiraz üzerine açılan "itirazın iptali" davasında; dosyaya yazılı kira sözleşmesi sunulabilir mi?
Görüşüm: İtirazın iptali genel nitelikli bir dava olduğundan icra takibiyle bağlı kalınmaksızın her türlü delil ile ispat olunabilir???
|
|
 |
|
 |
|
T.C. YARGITAY
6.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/9942
Karar: 2011/157
Karar Tarihi: 18.01.2011
İTİRAZIN İPTALİ VE KİRALANANIN TAHLİYESİ DAVASI - SÖZLÜ KİRA SÖZLEŞMESİNİN VARLIĞINI DAVACININ KANITLAMAKLA YÜKÜMLÜ OLMASI - DAVACININ KİRA İLİŞKİSİNİN VARLIĞINI YASAL DELİLLERLE KANITLAMAMASI - DAVANIN REDDİ
ÖZET:
Dava, itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Davacı, davalı ile aralarında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını ileri sürmüş, davalı yazılı ya da sözlü kira sözleşmesinin bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığını davacı kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı kira ilişkisinin varlığını yasal deliller ile kanıtlayamadığına göre davanın reddine karar vermek gerekir.
(4721 S. K. m. 6) (2004 S. K. m. 269)
Dava ve Karar: Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye-alacak davasına dair karar; davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava, itirazın iptali ve kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, kira ilişkisinin varlığı ispatlanamadığından, taşınmazın değeri dikkate alınarak, görevsizlik kararı verilmesi üzerine, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacının dava konusu taşınmazı 22.05.2007 tarihinde satın aldığını, davalı ile aralarında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını, ödenmeyen kira alacağının tahsili için icra takibinde bulunduğunu, davalının takibe itiraz ettiğini belirterek itirazın iptalini ve kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı, dava konusu taşınmazda kiracı olarak oturmadığını, davacı ile aralarında yazılı ya da sözlü kira sözleşmesi bulunmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
4721 sayılı TMK.'nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktirinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere, ispat yükü hayatın olağan akşına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.
Olayımızda; davacı, davalı ile aralarında sözlü kira sözleşmesi yapıldığını ileri sürmüş, davalı yazılı ya da sözlü kira sözleşmesinin bulunmadığını savunmuştur. Taraflar arasında sözlü kira sözleşmesinin varlığını davacı kanıtlamakla yükümlüdür. Davacı kira ilişkisinin varlığını yasal deliller ile kanıtlayamadığına göre davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.'nun 428. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 18.01.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
İyi Çalışmalar...