Mesajı Okuyun
Old 11-06-2012, 15:07   #6
av m bayraktar

 
Varsayılan

zeynep hanım
Yasa gereği hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili davaların kadastro mahkemesinde görülmesi olanaksız, genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekirKadastro dışı bırakılan ve paftasında gösterilen yerler hakkında tutanak düzenlenmediğinden bu gibi yerler hakkında 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinin uygulama olanağı da bulunmamaktadır. Kazanma süresi ve koşulları kesinleşme tarihinden itibaren değil, tespit dışı bırakıldığı tarihten itibaren hesaplanmaktadır.

birde cevabınızda "Zilyedlik sebebi ile degil tapuda muris adina kayit bulunmakta-" derken neyi kasteddiniz burasını anlayamadım

konuya ilişkin yargı kararıda gönderiyorum saygılarımla

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E. 1993/5875
K. 1995/2600
T. 14.3.1995
• GÖREVLİ MAHKEME ( Kadastro Dışı Bırakılan Tutanağı Düzenleyen Taşınmaza Yönelik Dava )
• KADASTRO DIŞI BIRAKILAN TUTANAĞI DÜZENLENMEYEN TAŞINMAZA YÖNELİK DAVA ( Görevli Mahkemenin Belirlenmesi )
• KOMİSYON KARARININ NİTELİĞİ ( Dayanaktan Yoksun Olması )
3402/m.26
1086/m.27
ÖZET : Dava, kadastro komisyonunca düzenlenen haritada ( A ) harfiyle işaretli 16000 m.2 yüzölçümünde, tesbit sırasında tutanağı düzenlenmeksizin, "boşluk" niteliği ile kadastro dışı bırakıldığı belirlenen ve dava dışı davalılar adına tesbit edilip kesinleşen 169 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek tescile karar verilen bölüme yönelik olduğuna göre kadastro komisyonunca, bu kesimin tesciline karar verilmiş olması olağan yönteme göre kadastrosunun yapıldığı anlamına gelmediği gibi oluşturulan komisyon kararı da dayanaktan yoksundur.

DAVA : Taraflar arasındaki kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin yasal süresinde olduğu anlaşıldı, tetkik raporu ve dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:

KARAR : Kadastro sırasında 169 parsel sayılı 15300 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, tapu kaydına ve zilyetliğe dayanılarak davalılar Ahmet ve Hamza adına tesbit edilmiştir. Ahmet'in taşınmazın yüzölçümünün eksik tesbit edildiğine ilişkin itirazı komisyonca kabul edilerek, komisyon krokisinde ( A ) harfi ile gösterilen 16000 metrekare yüzölçümündeki bölümün taşınmaza ilavesi ile 31300 metrekare olarak tesbitine karar verilmiştir. Davacı Hazine, ilave edilen bölümün davalıya ait tapu kaydı kapsamında kalmadığını ileri sürerek dava açmıştır. Mahkemece davanın reddine, taşınmazın tesbit gibi davalılar Ahmet ve Hamza adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Hazinenin davası kadastro komisyonunca yapılan inceleme sırasında komisyon kararının dayanağı uzman bilirkişi Hicabi tarafından düzenlenen 1.10.1990 günlü haritada ( A ) harfiyle işaretli 16000 metrekare yüzölçümündeki tesbit sırasında davalı tarafından hazır bulunarak uyuşmazlık çıkarıp tutanak düzenlettirmediği ve boşluk olarak bırakılan kadastro komisyonunca davalı adına tesbit edilen dava dışı 169 parsel sayılı taşınmaza ilave edilerek tescile karar verilen bölümle ilgili komisyon kararının iptaline yöneliktir. Yasa gereği hakkında tutanak düzenlenmeyen taşınmazlarla ilgili davaların kadastro mahkemesinde görülmesi olanaksız, genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur. Görev, kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gerekir. Yapılacak iş dayanaktan yoksun kadastro komisyon kararının iptaline, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, Usulün 27. maddesi hükmü uyarınca dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, dava dışı 169 parsel sayılı taşınmazın tutanağının onaylı örneği dosyada alıkonularak aslı ve eklerinin kütüklerin devri halinde Tapu Sicil Müdürlüğüne, aksi halde Kadastro Müdürlüğüne geri çevrilmesine karar verilmesi gerekir. Mahkemece bu yönler gözardı edilerek işin esası hakkında yazılı biçimde hüküm kurulmuş olması isabetsiz, davacı Hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün ( BOZULMASINA ), 14.3.1995 gününde oybirliğiyle karar verildi.

yarx

T.C.
YARGITAY
7. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/829
K. 2004/1312
T. 5.4.2004
• KADASTRO TUTANAĞI DÜZENLENMEYEN TAŞINMAZLAR ( Açılan Davaların Kadastro Mahkemesinde Görülmesinin Olanaksız Genel Mahkemede Çözümlenmesinin Zorunlu Olması )
• KADASTRO DIŞI BIRAKMA ( Kadastral Bir İşlem Olması )
• GÖREV ( Tutanağı Düzenlenmeyen Taşınmazlar Hakkında Açılan Davaların Kadastro Mahkemesinde Görülmesinin Olanaksız Genel Mahkemede Çözümlenmesinin Zorunlu Olması )
• KAMU DÜZENİ ( Görev Kamu Düzenine İlişkin Olup İstek Olmasa Bile Yargılamanın Her Aşamasında Mahkemece Resen Gözetilmesinin Zorunlu Olması )
• RESEN GÖZETİLME ( Görev Kamu Düzenine İlişkin Olup İstek Olmasa Bile Yargılamanın Her Aşamasında Mahkemece Resen Gözetilmesinin Zorunlu Olması )
1086/m.27
ÖZET : Kadastro dışı bırakma işlemi de kadastral bir işlemdir. İlgililer dava ve temyize konu bölümler hakkında tesbit gününde uyuşmazlık çıkartarak tutanak düzenlettirmemişlerdir. Kural olarak tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkında açılan davaların kadastro mahkemesinde görülmesi olanaksız genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur. Görev kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur.

DAVA : Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi. Dosyadaki belgeler okundu. Tetkik hakiminin açıklamaları dinlendi, gereği görüşüldü:

KARAR : Davacı taraf kendi adına tesbit edilen dava dışı 548 ada 3 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün eksik olduğunu eksikliğin dava konusu taşınmazın sınırını oluşturan taşınmazlarda kaldığını öne sürerek dava açmıştır. Dava ve temyize konu uzman bilirkişi Halil Güler tarafından düzenlenen haritada A, B, C ve D harfleri ile işaretli kesimlerin kadastro sırasında tutanaklarının düzenlenmediği yol niteliği ile kadastro dışı bırakıldığı mahkemece yapılan keşif, uygulama, toplanıp değerlendirilen delillerle belirlenmiştir. Kadastro dışı bırakma işlemi de kadastral bir işlemdir. İlgililer dava ve temyize konu bölümler hakkında tesbit gününde uyuşmazlık çıkartarak tutanak düzenlettirmemişlerdir. Kural olarak tutanağı düzenlenmeyen taşınmazlar hakkında açılan davaların kadastro mahkemesinde görülmesi olanaksız genel mahkemede çözümlenmesi zorunludur. Görev kamu düzenine ilişkin olup istek olmasa bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi zorunludur. Bu olgular dikkate alınarak dava dilekçesinin görev yönünden reddine, usulün 27. maddesi hükmü uyarınca dosyanın görevli hukuk mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz,

SONUÇ : Davalı hazinenin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 5.4.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.

yarx