07-06-2012, 01:05
|
#1
|
|
Murİs Muvaazasi-İkrah
Sayın Meslektaşlarım,
Müvekkilim, bir ailenin evlatlık olarak kabul ettiği kişidir.Metinde kullanacağım anne-baba ifadeleri biyolojik değil kendisini evlatlık edinen kişiler için kullanılmaktadır.Müvekkilimin babası vefat ediyor.Annesi ise 1998 yılında aynı apartmanda yaşayan bir kişiye dairesini satış göstermek suretiyle devrediyor.Müvekkilimin bu olayı 2010 senesinde tapuda bir başka işlem için gittiğinde öğreniyor.Durumu annesine sorduğunda ise "beni tehdit ettiler bende devretmek zorunda kaldım" şeklinde beyanda bulunuyor.
Bunun üzerine müvekkilimin telkiniyle, devir yapılan kişi aleyhine annesi tarafından 2010 yılında "ikrah-tehdit" sebebine dayalı tapu iptal-tescil davası açılıyor.Dava devam ederken müvekkilim annesini kısıtlayıp vasisi oluyor ve davaya bu şekilde devam ediliyor.Mahkeme ispatlanamayan davayı esastan (kaldı ki 1 yıllık zamanaşımı süresi de geçmiştir gerekçeleriyle) reddediyor.Dosya henüz Yargıtay'da temyiz aşamasında,kesinleşmedi.
Bu arada,Mahkeme kararından kısa bir süre sonra müvekkilimizin annesi vefat ediyor.Geriye tek ve yasal mirasçı olarak müvekkilim kalıyor.Sorum şu:
1-Müvekkilim "muris muvazaasına dayalı tapu iptal davası" açsa bu dava dinlenirmi?Zira, annesinin açtığı ikrah sebebine dayalı tapu iptal davasında annesinin ölümü üzerine vasi sıfatıyla davaya devam edilmiş.
2-Bu davanın açılabilmesi için daha önce açılan ve halen Yargıtay'da olan "ikrah sebebine dayalı tapu iptal davasının" kesinleşmesi gerekirmi?Burada müvekkilimizin korkusu, bir önceki davanın kesinleşmesi halinde tapunun 3.kişilere devredilebileceği korkusu.Buna karşı nasıl bir önlem alınabilir?
Konuya ilişkin bilgisi ve tecrübesi olan meslektaşlarımın değerli yorumlarını bekliyorum.
|