05-06-2012, 10:11
|
#2
|
|
Sn. Burak Demirci,
Öncelikle bu bir adi şirket değildir diye düşünüyorum. Zira 818 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'na göre;
ADİ ŞİRKET
A) TARİFİ
MADDE 520 - Şirket bir akittir ki onunla iki veya ziyade kimseler, sâylerini ve mallarını müşterek bir gayeye erişmek için birleştirmeği iltizam ederler.
Bir şirket, ticaret kanununda tarif edilen şirketlerin mümeyyiz vasıflarını haiz değil ise bu bap ahkâmına tabi adi şirket sayılır.
Ayrıca 6762 sayılı TTK'ya göre;
TİCARET UNVANI VE İŞLETME ADI
A) TİCARET UNVANI
I - KULLANMA MECBURİYETİ
1. UMUMİ OLARAK
MADDE 41 - Her tacir, ticari işletmesine mütaallik müameleleri ticaret unvaniyle yapmaya ve işletmesiyle ilgili senet ve sair evrakı bu unvan altında imzalanmaya mecburdur.
II - TİCARET UNVANININ ŞEKLİ
1. HAKİKİ ŞAHISLAR
MADDE 43 - Hakiki şahıs olan tacirin ticaret unvanı, 48 inci maddeye uygun olarak yapabileceği ilâveler ile kısaltılmadan yazılacak ad ve soyadından terekkübeder.
Ticaret unvanına aynı sicil dairesinde daha evvel tescil edilmiş olan unvanlardan açıkça ayırtdetmeye yarıyacak ilâvelerin yapılması mecburidir. Başka bir sicil dairesinde daha önce tescil edilmiş olan aynı ad ve soyadını ihtiva eden bir ticaret unvanı sahibinin haksız rekabetten doğan hakları mahfuzdur.
Bu nedenlerle "Demir İnş. ve Ahmet Bakır İnş. Adi Ortaklığı" şeklinde bir adi ortaklıktan bahsedilememelidir.
Bu durumda senet üzerindeki imzanın doğruracağı sonuçları incelemek gerekiyor. Bu haliyle imza atan şahsın tek başına sorumlu olduğu düşünülebilir ve ona takip başaltılabilir. Ancak iç ilişkiye bakacak olursak, borçlular şahıs değil, her iki şirkettir. Bu durumun ispat edilebilecek olması halinde icra takibi yolunu değil, dava yolunu tercih etmek daha uygun olabilir. Zira senedin bu şekilde takibe konması halinde, itiraz ve dava yine gündeme gelebilecektir.
İşin akıbetini burada paylaşırsanız sevinirim.
|