Mesajı Okuyun
Old 28-05-2012, 20:19   #2
oguzhand0

 
Varsayılan

Araş.Gör.Dr.Mustafa CİN, Mevzuat Dergisi, Yıl 8, Sayı 88, Nisan 2005

TÜRK SOYLU YABANCI KAVRAMI
Türk hukukunda çeşitli yasal düzenlemelerde, “Türk soyundan kişiler”, “Türk soyundan olanlar”, “Türk soylu yabancılar” gibi kavramlara rastlanmaktadır[11]. Ancak mevzuatımızda “Türk soyundan olma” veya “Türk soyluluk” tanımlanmadığı gibi “Türk soyluluğun" hangi esaslara göre tespit edileceği konusunda da bir açıklık bulunmamaktadır. Bu sebeple, kimin Türk soylu olduğuna yetkili makamlar karar verecektir.

Vatandaşlığın bir kişi ile belirli bir devlet arasındaki hukukî bağı ifade etmesine karşılık[12]; milliyet ve soy kavramları ırk, dil, din ve kültür gibi öğeleri kapsayan, teknik anlamda hukukî olmayan; sosyolojik kavramlardır[13]. Bu sebeple, Türk soyluluğun tespitinde uygulanabilecek kesin bir ölçüt bulunmamaktadır. “Türk soylu olma”, sosyolojik bir olgudur. Bu olgunun tespitinde, kişinin adı-soyadı, dili, doğduğu ülke, yaşadığı bölge, nüfus kayıtları gibi pek çok faktörden yararlanılabilir.

Türk soyundan gelme, 2527 sayılı Kanun'dan yararlanmak için gereklidir, ancak yeterli değildir. Göçmen kabulünün siyasî ve ekonomik yönlerinin bulunması sebebiyle, kimin Türk soylu sayılacağına yetkili makamların[14] karar vermesi gerekir.

Türk soylu olma, sosyolojik bir olgu olduğundan, bu konuda bir tanım vermek de doğru değildir. Doktrinde[15], Türk soylu yabancı kavramı için bazı tanımlar verilmekte; ancak, bu tanımlarda, “Türk soylu olma”nın hangi esaslara göre belirleneceği hususunda bir açıklık bulunmamaktadır.

Türk hukukunda, Türk soylu yabancılar yanında “Türk kültürüne bağlı” kişilerden de bahsedilmektedir. İskân Kanunu, Türkiye’ye yerleşmek amacıyla toplu olarak veya tek tek gelmek isteyen Türk soyundan[16] meskün veya göçebeler ile Türk kültürüne bağlı meskün veya göçebeleri “muhacir” (göçmen) olarak tanımlamış ve kimlerin ve hangi ülkelerin halkının Türk kültürüne bağlı sayılacağının, Bakanlar Kurulu kararı ile belirleneceğini öngörmektedir (m. 3/1-2). İskân Kanunu’nun 4. maddesinde ise, “Türk kültürüne bağlı olmayanların” Türkiye’ye muhacir olarak alınmalarını yasaklamıştır. Bu durum karşısında, acaba Türk kültürüne bağlı olmayan fakat Türk soyundan olanlar muhacir olarak alınmayacak mıdır? İskân Kanunu’nun 3. maddesindeki tanımdan, Türk soyundan olanların, Türk kültürüne bağlı olmasalar bile, muhacir sayıldıkları anlamı çıkmakta ise de, 4. maddenin açık hükmü karşısında, Türk kültürüne bağlı olmayan kişilerin muhacir olarak alınması mümkün değildir[17]. Türk soyundan olan muhacirlerin durumunu güçleştiren bu sonuçtan, kısmen de olsa, Türk soyundan olanların Türk kültürüne bağlı olduğu karinesinden yararlanılarak kurtulmak mümkündür[18].

2527 sayılı Kanun’da, İskân Kanunu’ndan farklı olarak, Türk soylu yabancıların çalışma hakkından yararlanabilmeleri için, Türk kültürüne bağlı olma şartı aranmamıştır. 2527 sayılı Kanun, “Türk soylu yabancı devlet vatandaşı” yerine “Türk soylu yabancı” kavramını kullanarak, herhangi bir devlet vatandaşı olmayanların da çalışma hakkından yararlanabilmesini sağlamıştır. Bir başka ifadeyle, Türk soylu yabancılar bakımından kanunun kapsamı bilinçli olarak geniş tutulmuştur.

2527 sayılı Kanun’da ve Yönetmelik’te, Türk soylu olmanın ispatı hakkında herhangi bir hüküm bulunmamaktadır. Buna göre, Türk soyluluğun ispatının zorunlu bir şekil şartına tâbi olmadığını kabul etmek gerekir. Türk soyluluk iddiasında bulunan kişi her türlü delilden yararlanabilir. Ancak, bu delillerin yeterli olup olmadığına yetkili makam (İçişleri Bakanlığı) karar verecektir[19]. Türk soylu olma, kişiye bu Kanundan yararlanma konusunda bir “hak” vermez.