Mesajı Okuyun
Old 26-05-2012, 22:58   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.23
Kamulaştırmasız el atma ve ıslah sayın meslaktaşım

Aradığınız cevabın sorusu net olmamakla kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında ıslah ile ilgili olarak yardımcı olabilecek bir iki karar ekliyorum. Umarım işinize yarar.


T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/6374

K. 2005/9215

T. 12.9.2005

DAVA : 2-Enerİi Piyasası Düzenleme Kurumu Vek.Av.Hülya Koçak
Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılarak doğalgaz boru hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:

Davalı Enerİi Piyasası Düzenleme Kurulu yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı şirket yönünden kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Şirket vekili ve davacılar vekili yönünden verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, kamulaştırmasız el atılarak doğalgaz boru hattı geçirilen taşınmazın irtifak hakkı karşılığının tahsili istemine ilişkindir.

Mahkemece, davalı Enerİi Piyasası Düzenleme Kurulu yönünden davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine, diğer davalı şirket yönünden kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı şirket vekili ve davacılar vekilince temyiz edilmiştir.

4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanununun 12/A maddesi gereğince davalı Amity Oil İnternational Pty. Ltd. Şirketinin doğalgaz boru hattı belgesi almış olması nedeniyle limited şirket aleyhine kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası açılabilir.

Mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Alınan rapor yasa hükümlerine uygundur. Arazi niteliğindeki taşınmaza gelir metodu esas alınarak değer biçilmesine ve irtifak hakkı karşılığının davalı limited şirketten tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak;

1-4646 sayılı Doğalgaz Piyasası Kanununun 12/A maddesi gereğince kullanma hakkının davalı idareye ait olduğu belirtilerek irtifak hakkının Hazine adına tescil edilmesi gerektiği gözetilmeden davalı idare adına tesciline karar verilmesi,

2-Islah nedeniyle artırılan bölüm için değerlendirme tarihi olan ilk dava tarihinden faize hükmedilmesi gerekirken, sonraki ıslah tarihinden faiz yürütülmesi,

Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden,

A)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasından irtifak hakkının tesciline ilişkin bölümün çıkartılmasına, yerine (irtifak hakkının Hazine adına tesciline, kullanma hakkının davalı idareye ait olduğunun şerh verilmesine) cümlesinin eklenmesine,

B)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 2. maddesinin "A" şıkkının 3. bendindeki (ıslah talebine ilişkin ıslah talebinden itibaren) kelimelerinin çıkartılmasına,

SONUÇ : Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde ödeyenlere geri verilmesine 12.9.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.




T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2010/20060

K. 2011/5976

T. 5.4.2011

DAVA : Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükümün Yargıtay'ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş, davacı vekilince de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunulmuş olmakla, duruşma için belirlenen 05.04.2011 günü temyiz eden taraf vekillerinin yüzlerine karşı duruşmaya başlanarak temyiz isteminin süresinde olduğu görülüp, taraf vekillerinin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra, dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.

KARAR : Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arsa niteliğindeki taşınmaza emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde değildir. Davacı vekilinin temyizine gelince;

Dairemiz bozma kararında da belirtildiği üzere taşınmaza ilişkin geçerli bir kamulaştırma işlemi bulunmamaktadır. Bu nedenle davanın bedel arttırım davası olarak kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, davacı tarafından da dava, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davası olarak nitelendirilmiş ve bu yönde talepte bulunulmuştur.

Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat davalarında yargılamanın her aşamasında ıslah talebinde bulunulabileceği gözetilerek, davacının buna ilişkin istemi de değerlendirilmek suretiyle hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden, yazılı şekilde karar verilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazı yerinde olduğundan hükümün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan aşağıda yazılı kalan onama harcının alınmasına, taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, temyiz eden davacı yararına yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca takdir olunan 825,00-TL. vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine 05.04.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/2603

K. 2005/4702

T. 20.4.2005

DAVA : Taraflar arasındaki taşınmaz mala kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelinin alınması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda:

Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı idare vekili yönünden verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, taşınmaz mala kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelinin alınması istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare tarafından temyiz edilmiştir.

Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmaz malın el koyma günündeki niteliğine göre dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve alınan rapor uyarınca taşınmazın bedelinin tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Ancak;

1-Davacı hem 08.04.2003 tarihli dava dilekçesinde, hem de 05.10.2004 tarihli ıslah dilekçesinde faiz talebinde bulunmadığı halde, talep aşılmak suretiyle faize hükmedilmesi,

2-Kamulaştırmasız el atılarak yol haline dönüştürülen dava konusu taşınmazların 4721 sayılı TMK'nun 999. maddesi gereğince davacı üzerindeki tapularının iptali ile yol olarak terkinine karar vermek gerekirken, davalı idare adına tesciline karar verilmesi,

Doğru değilse de; bu yanılgıların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden;

a)Gerekçeli kararın hüküm fıkrasının bedele ilişkin bölümünün çıkarılarak, yerine (13.212.225.000-TL. kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat bedelinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine) cümlesinin yazılmasına,

b)Hüküm fıkrasının tescile ilişkin bölümünün çıkarılarak, yerine (Kamulaştırmasız el atılarak yol haline dönüştürülen ve bedelinin tahsiline karar verilen dava konusu Karacabey ilçesi Canbalı mahallesinde bulunan 97, 98 ve99 parsel sayılı taşınmazların davacı üzerindeki tapusunun iptali ile yol olarak terkinine) cümlesinin yazılmasına,

SONUÇ : Hükmün böylece DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde ödeyene geri verilmesine 20.4.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.



T.C.

YARGITAY

5. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/17411

K. 2002/21658

T. 21.11.2002

DAVA : Taraflar arasındaki taşınmaz mala kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelinin artırılması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçelerle istenilmiş olmakla dosyadaki belgeler okunup iş anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Dava, taşınmaz mala kamulaştırmasız el atma nedeniyle bedelinin alınması istemine ilişkindir.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.

Mahallinde yapılan keşif sonucu, taşınmaz malın el koyma günündeki niteliğine göre dava tarihindeki değerinin biçilmesinde ve dava Avukatlık Kanununun 168/son maddesini değiştiren 4667 sayılı Yasanın yürürlük tarihi olan 10.05.2001 gününden önce açıldığından önceki tarife uygulanarak vekalet ücretine hükmedilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.

Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde değildir.

Davalı idarenin temyizine gelince:

l-Davalı idare yargılama safhasında özel Kanunla iki ayrı kuruma ayrıldığından karar başlığına davalı olarak Türkiye Elektrik İletim AŞ.yerine, Türkiye Elektrik Üretim-İletim AŞ.Genel Müdürlüğü yazılması,

2-Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmadan 5.000.000.000 TL. tazminat istemiştir. Davacı bu talebi ile kendisini sınırlamıştır. Buna rağmen sonradan verdiği ıslah dilekçesi ile müddeabihi genişletmesi mümkün değildir. HUMK'nun 87.maddesinin son fıkrasının Anayasa Mahkemesince iptal edilmiş olması da davacıya bu yolda hak vermez. Bu nedenle ıslah talebinin reddine ve dava dilekçesindeki istemle sınırlı olarak tazminata hükmedilmesi gerektiği düşünülmeden, ıslah talebi kabul edilerek fazlaya hükmedilmesi,

Doğru görülmemiştir.

SONUÇ : Davalı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde davalıya geri verilmesine ve peşin alınan harcın hazineye irad kaydedilmesine ve davacıdan yeniden harç alınmasına yer olmadığına 21.11.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.