|
|
|
|
Sayın meslektaşlarım, kaçakçılık davalarında ihbar telefonun hukuki ve delil niteliği hakkında yargıtay kararına ihtiyacım var. Kullandığım içtihat programında bu konu ile alakalı tek bir karar var. Elininde bu konu ile yargıtay kararı olan meslektaşlarımın yardımını bekliyorum.
İyi çalışmalar.
|
|
 |
|
 |
|
Yargıtay 7. Ceza Dairesi
Esas :2002/22450
Karar:2004/14533
Tarih:01/12/2004
4208 s. kanuna muhalefetten sanıklar, Ş. Kırat ve arkadaşları haklarında bozma üzerine yapılan duruşma sonunda: Beraatlerine ve iadeye dair EDİRNE 2.Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 18.7.2002 tarihli hükmün YARGITAYca incelenmesi, Yerel Cumhuriyet Savcısı ve müdahil idare vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının onama ve bozma isteyen 25.11.2002 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kara para, 4208 sayılı yasanın 2 nci maddesinin (a) bendinde sayılan fiillerin işlenmesi suretiyle elde edilen para veya para yerine geçen her türlü kıymetli evrakla, mal veya gelirleri veya bir para biriminden diğer bir para birimine çevrilmesi de dahil, sözü edilen para, evrak, mal veya gelirlerin birbirine dönüştürülmesinden elde edilen her türlü maddi menfaat ve değeri İFADE ETMEKTEDİR. Diğer ifade ile;
Kara paranın, "kaynağının meşru olduğu ispat edilemeyen gelir" olarak kabulü yasada yapılan tanımın genişletilmesi anlamına gelir ki bunu ceza hukukunun temel ilkelerinden suç ve cezada kanunilik kuralıyla bağdaştırma OLANAĞI BULUNMAMAKTADIR.
Dava konusu olayda, Kaçakçılık İstihbarat Takibat ve Narkotik Gümrük Muhafaza Müdürlüğü
telefonuna 26.6.1997 tarihinde yapılan
ihbarda "
yurtdışından Türkiyeye kaçak yollardan Toros firmasına ait B.3982 plaka sayılı otobüsle evvelce yurtdışına çıkartılan uyuşturuculardan elde edilen kara paranın getirileceği" bildirilince anılan otobüsün takibe alındığı ve giriş için Kapıkule yolcu salonu Gümrük Sahasına gelip Polis ve Ulaştırma giriş işlemlerini müteakiben gümrük kontrolü için yolcularıyla Gümrük Muayene Peronlarına geldiğinde, sürücü sanık Ş. Kıratın "Türkiyeye girişi yasak ve gizli eşyası olmadığına" ilişkin yazılı beyanı alındıktan sonra yapılan arama da, sürücü koltuğu altında sarı bantlarla sarılı içlerinde değişik ülkelere ait döviz olan 18 paket bulunduğu ve 10 pakette Bahattin Güleçoğlu, 6 pakette HB rumuzu, 2 pakette de imza olduğu, sürücü sanık Ş.Kurt tutanakta belirtilen beyanında bu dövizleri Romanyadan paketler üzerinde yazılı şahıslara teslim etmek için alıp sakladığını, sonraki ifadelerinde Romanyadan yolcularla hareket etmeden önce Ö.Ö'nün B.G yazılı 10 adet, İ.İ.B'nin HB(H. B) yazılı 6 adet, ismini bilmediği kişinin de Cümbüş yazılı 2 adet paketleri gümrükte bildirmeden gizleyerek geçirip üzerlerinde yazılı şahıslara verilmesi için teslim ettiklerini, paket başına 50 dolar aldığını, paketler de döviz olduğunu bildiğini belirttiği, H. Fathinin C. Savcılığına verdiği dilekçeden de 2 adet paketin İ.Murat Cümbüşe verilmek üzere sürücü sanık Şaban Kırata verildiği dosya İÇERİĞİNDEN ANLAŞILMIŞTIR.
Dosya kapsamında, sanıkların 4208 sayılı yasanın 2 nci maddesinin (a) bendinde sayılan fiilleri işlediklerine dair bir tespit bulunmadığı gibi ne ele geçirilen paranın, kara para tanımına uyan bir fiilin işlenmesi suretiyle elde edildiği, ne de anılan fiileri işleyenlerce elde edilen paranın aklanmasında sanıkların görev aldıklarına dair bir bulgu veya delil ELDE EDİLEMEMİŞTİR. Parayı Romanya'dan Türkiye'ye gönderen sanıklar ve bu paraların teslim edileceği sanıkların savunmalarında ileri sürdüğü hususları ispatlayamamaları ve paranın kaynağının şüpheli olması halinde dahi kara para aklama suçunun oluştuğundan söz etmek MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Yukarıda yapılan açıklamalar ve değerlendirmelere nazaran, vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre sanıklar hakkındaki beraat hükmünde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine İŞTİRAK EDİLMEMİŞTİR.
Sair temyiz itirazları yerinde değilse de;
Sahte olduğu saptanan 100'lük Amerikan Doları dışında kalan emanetteki yabancı paraların sahipleri belirlenerek, kime ne miktarda iadesi konusunda karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanıklara iadesine hükmedilmesi,
Yasaya aykırı, Yerel C.Savcısının ve müdahil idare vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün kısmen isteme uygun olarak BOZULMASINA, 01.12.2004 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.