Mesajı Okuyun
Old 15-05-2012, 17:23   #2
özfn_34

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Avsibel
Sayın Meslektaşlarım Yargıtay 12. HD.2009/22641 E. sayılı kararını arıyorum. yardımcı olacak meslektaşlarıma çok teşekkür ederim

Esas :2009/22641
Karar:2010/3781
Tarih:19.02.2010

-YARGITAY İLAMI-

Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Alacaklının takibine dayanak yaptığı 09.07.2008 tarihli tedbir kararı gereğince, 04.04.2008 tarihinden itibaren takip alacaklısı kadın için aylık 2500.-TL, müşterek çocuklardan her biri için aylık 2000.-TL tedbir nafakasına HÜKMEDİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Genel haciz yoluyla başlatılan takipte borçlu birtakım ödemelerde bulunduğunu belirterek takibe İTİRAZ ETMİŞTİR. İtirazın kaldırılması aşamasında, mahkemece, Dairemizin önceki içtihatları doğrultusunda inceleme yaptırılarak, ödeme belgelerinde "nafakaya ilişkindir" kaydını taşımayanlar nazara alınmayarak yazılı şekilde sonuca GİDİLDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR. Ancak Dairemizce oluşturulan yeni içtihat gereğince borçlunun, somut olayda da gözlendiği gibi birbirini takip eden tarihlerde, tüm nafaka borçlarını kapsamasa dahi birtakım ödemeler yaptığı ve yapılan bu ödemelerin nafaka borcuna ilişkin olduğuna dair bir açıklama olmasa bile, ödenen miktar nispetinde nafaka borcundan kurtulacağının KABULÜ GEREKMEKTEDİR. Zira işleyen nafaka borcu bulunan bir borçlunun, yaptığı ödemelerin, bu borç dışında, ahlaki bir ödeme olduğunu kabul etmek hak kaybına NEDEN OLMAKTADIR. Kaldı ki, zorunlu olsa dahi, nafaka borcu da nitelik itibariyle temelde ahlaki BİR ÖDEMEDİR. Açıklanan nedenlerle Dairemizce içtihat değişikliğine gidilmiş ve az yukarıda belirlenen ilkeler KABUL EDİLMİŞTİR.

Hal böyle olunca mahkemece yapılacak iş, borçlu tarafça yapılan tüm ödemelerin (açıkça alacaklı tarafça nafaka dışındaki bir alacağa ilişkin olduğu ispat edilmediği sürece), nafaka borcuna mahsuben yapıldığının kabulü gerekeceğinden, yeniden alınacak ek rapor sonucunda oluşacak duruma göre bir karar VERMEKTEN İBARETTİR.

SONUÇ: Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK.nun 428 inci maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19.02.2010 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

(Alıntı:corpus)