Mesajı Okuyun
Old 15-05-2012, 16:56   #18
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan SEDAT BAYSAL
Sayın Ergin, yazdıklarınızdan anladığım kadarı ile samimi ve iyi niyetli olduğunuzu düşünüyorum. Neticede tabiki sizde üzerinize düşen görevi yapmak zorundasınız. Bunun da bilincindeyim, ancak çözüm ortada, buyrun avukatlar olarak (Baroları kastediyorum) ilgililerin bu sorunu çözmesi için gereğin yapın ve beni de attığınız adımla hakkında bilgilendirirseniz sevinirim. Buyrun Kezzy çalışmaya ve çalıştırmaya devam edin LÜTFEN

Evet iyi niyetli ve samimiyim. O yüzden, ilk mesjınızdaki üslubunuzu hak etmediğimi belirteyim. Çünkü icra müdürleri o üslubu kullandıkları müddetçe hiçbir soruna çözüm bulunamaz. Ben meslek hayatım boyunca hiçbir icra müdüründen yasal olmayan bir talebime evet demesini istemedim. THS'de olabildiğince objektif yorumlar yapmaya çalışıyorum. Belki de avukatları bu sitede en çok eleştiren benim. O yüzden birçok tartışma yaşadım. O yüzden birçok meslektaşım beni sevmez. Çünkü "muvazzaf dayanışmasının" avukatlık mesleğinde yeri yoktur. Yine hakim ve savcıları da eleştirdiğim için de sevilmem. İcra memur/müdürlerini de eleştiririm. Onlar da pek sevmez. Ama tüm saydığım meslek gruplarını övdüğüm yazılarım da vardır. İşte bunlar nedense, okunmaz.

Başka bir forumda da yazdınız. İcra müdürleri şikayet edilmekten korkarlar ve karar vermekte zorlanırlar. İcra müdürlerini kim şikayet eder? Yaptığı muamelenin taraflarından birisi değil mi? Pekiyi neden icra müdürleri sadece serbest çalışan avukatların aleyhine karar verirler?

Dün yaşadığım örneği anlatayım. Bir kamu bankasına hacze gitmek istedik. Sözlü olarak "Devlet malının haczedilemeyecği" uyarısıyla karşılaştık. Oturduk dersimize çalıştık. Bankanın kuruluş yasasını çıkardık. Orada der ki, " bu bankalar A.Ş. statüsündedir.". O bölümü çizdik. Ne kuruluş yasasında ne de bankacılık kanununda bankaların menkul ve gayrımenkullerinin hazcedilemeyeceğine dair bir hüküm yoktur. Bir HGK kararı sunduk. Orada der ki kamu tüzel kişisinin kendi kanununda benzer hüküm yoksa, malları haczedilebilir. Müdüre Hanıma dedk ki " Velev ki, haczedilemezlik kuralı olsun. Ama sizin benim haciz talebimi red etme yetkiniz yok". Savımızı destekleyen 5-6 tane Yargıtay kararı sunduk. Bize şifahen "Avukat Bey, ben dilekçenizi okuyayım. Gerekirse, merciye şikayet edersiniz. Çünkü bizi savcılığa şikayet ediyorlar." Ben de " Dilekçemi ve eklerini okuyun ve lütfen cesur karar verin "dedim. Aslında ihsas-ı reyde bulunmuştu.

Bugün arakadaşımız gitti, red kararı verildiğini öğrendi. Müdüre Hanımın korkusu banka avukatının onu savcılığa şikayet etmesi idi. Aynı mekanizmayı ben kullanamam mı? Pekiyi benim talebimi kabul etseydi, ne olacaktı? Borçlu vekili, haczedilemezlik şikayetinde bulunacaktı. Hukuki veya cezai sorumluluk var mı?

Bunun personel yetersizliği ve altyapı ile alakası var mı?