|
öncelikle muris ölmeden önce takibin kesinleştiğini düşünüyorum.bu durumda takip işlemlerinde borçlunun ölümü halinde nasıl bir usul izlendiğini tam anlamıyla bilmediğimden mirasçılara gönderilen tebligatın uzulune uygun olup olmadığı konusunda yorum yapamadım ancak aşağıda paylaştırğım karar da Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır demekte.
2-)mirsçılar için gerçek red süresi MADDE 605.-Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler.
Ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır.
. Süre
a. Genel olarak
MADDE 606.- Miras, üç ay içinde reddolunabilir.
Bu süre, yasal mirasçılar için mirasçı olduklarını daha sonra öğrendikleri ispat edilmedikçe mirasbırakanın ölümünü öğrendikleri; vasiyetname ile atanmış mirasçılar için mirasbırakanın tasarrufunun kendilerine resmen bildirildiği tarihten işlemeye başlar.
hükümlere göre red süresinin ödeme emrinin tebliği ile ilgilisi olduğunu düşünmüyorum.
3-)takibin yapıldığı 2008 yılı itibariyle muris terekesi borca batık ise hükmi red talep edilebilir.aslına bakarsanız konuyu açarken ben de aynı sorunla karşılaştım.dava kabul edildi ancak mirsçının borçlu olmadığının tespiti için tekrar dava mı açılmalı yoksa hükmi res kararının dosyaya ibrazı yeterli midir bu konuda netleşemedik.
not itiraz süresi içinde olsaydı sizin için kolaylık olurdu itirazın kaldırılması için dava açıldığında defi olarak hükmi red hususu öne sürülürdü ve mahkeme de buna kanaat getirirdi.
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/2701
K. 2007/5159
T. 19.3.2007
• ÖDEME EMRİ TEBLİĞİ ( Mirasçılar Hakkındaki Takip İlk Takibin Devamı Olduğundan Mirasçılar Adına Ödeme Emri Çıkarılmasına Gerek Bulunmadığı - Adı Geçenlere Muhtıra Gönderilerek Takibin Kendilerine Karşı da Sürdürüleceği Dileğinin Bildirilmesi İle Yetinileceği )
• MİRASÇILAR HAKKINDAKİ TAKİP ( İlk Takibin Devamı Olduğundan Mirasçılar Adına Ödeme Emri Çıkarılmasına Gerek Bulunmadığı - Adı Geçenlere Muhtıra Gönderilerek Takibin Kendilerine Karşı da Sürdürüleceği Dileğinin Bildirilmesi İle Yetinileceği )
• YETKİ İTİRAZI ( Murisin Külli Halefi Olan Mirasçının Asıl Borçlunun İtiraz Hakkı Kalmadığı Durumlarda Yeniden Yetki İtirazında Bulunulamayacağı )
• MİRASÇILARIN İTİRAZI ( Mirasçı Olunmadığı Mirasın Reddedildiği Gibi İtirazlarla İmhal İtfa Zamanaşımı Benzer İtirazlar Olabildiği )
2004/m.53/son,71
ÖZET : Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçenlere muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği dileğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak, fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı ( İİK. 71 ) benzer itirazlar olabilir.
Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun ( murisin ) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden yetki itirazında bulunması mümkün değildir.
O halde, mahkemece mirasçıların yetki itirazı ile imzaya itirazlarının reddi ile sair itirazlarının İİK.nun 71. maddesi kapsamında nicelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : İtiraz eden borçluların murisi Mustafa Coşkun'a ölümünden önce 14.08.1998 tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği ve adı geçenin yetki itirazında bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İcra takibi sırasında borçlu Mustafa Coşkun'un ölmesinden ve mirasçılarının belirlenmesinden sonra alacaklı vekilinin 01.08.2006 tarihinde mirasçılara ödeme emri tebliğ edilmesini istediği ve icra dairesince bu istemin kabul edildiği tespit edilmiştir.
İİK.nun 53. maddesi gereğince borçlunun ölümü halinde alacaklının takip edebileceği iki yol vardır. Ancak, şu hususu öncelikle vurgulamak gerekir ki aşağıda açıklanacak iki yol da yeni bir takip olmayıp eski takibin devamıdır.
1- Takibi tereke hakkında devam ettirmek;
Bu yolun seçilebilmesi için terekenin henüz taksim edilmemiş veya resmi tasfiyeye tabii tutulmamış yahut mirasçılar arasında aile şirketi tesis edilmemiş olması gerekir. Tereke hakkındaki takipte borçlu hayatta olsaydı hangi usul uygulanacak idi ise o usul uygulanır. Dolayısıyla borçlu hakkında iflas, haciz, rehnin paraya çevrilmesi yollarından hangisi ile takip yapılmışsa takibe o yolla devam edilir.
2- Takibi mirasçılar hakkında devam ettirmek;
Takibin mirasçılar hakkında devamı, haciz yada rehnin paraya çevrilmesi yollarıyla olur. Muris hakkındaki takip iflas yolu ile başlamış ise mirasçılar hakkında iflas yolu ile takibe devam edilemez.
Somut olayda, muris hakları da haciz yoluyla takibe başlanmış ve mirasçılar hakları da takibe devam edilmiştir. Bu takip muris hakkındaki takibin devamıdır. Bu husus İİK.nun 53/son maddesinde ( bu takibin mirasçıya karşı devam edebilmesi ) denmek suretiyle açıkça belirtilmiştir.
Kural olarak bir takipte tek ödeme emri çıkarılır. Mirasçılar hakkındaki takip ilk takibin devamı olduğundan mirasçılar adına ödeme emri çıkarılmasına gerek bulunmamaktadır. Adı geçenlere muhtıra gönderilerek takibin kendilerine karşı da sürdürüleceği dileğinin bildirilmesi ile yetinilmelidir. Ancak, fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmez. Bu nedenle de mirasçılar murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemezler. Mirasçıların itirazı mirasçı olunmadığı, mirasın reddedildiği gibi itirazlarla, imhal, itfa, zamanaşımı ( İİK. 71 ) benzer itirazlar olabilir.
Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun ( murisin ) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden yetki itirazında bulunması mümkün değildir.
O halde, mahkemece mirasçıların yetki itirazı ile imzaya itirazlarının reddi ile sair itirazlarının İİK.nun 71. maddesi kapsamında nicelenerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 19.03.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|