Mesajı Okuyun
Old 25-04-2012, 23:09   #7
law in law

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
15. HUKUK DAİRESİ
E. 2011/90
K. 2011/2933
T. 16.5.2011
• ESER SÖZLEŞMESİ ( Sözlü Olarak Yapılan – Ayıplı Olduğu İleri Sürülen Malların Hepsinin Satıldığı/Bilirkişi İncelemesi İçin Olanak Kalmadığından Davanın Tümden Reddine Karar Verileceği )
• MADDİ TAZMİNAT DAVASI ( Eser Sözleşmesi – Ayıplı Olduğu İleri Sürülen Malların Hepsinin Satıldığı/Bilirkişi İncelemesi İçin Olanak Kalmadığından Davanın Tümden Reddine Karar Verileceği )
• SÖZLÜ OLARAK YAPILAN ESER SÖZLEŞMESİ ( Ayıplı Olduğu İleri Sürülen Malların Hepsinin Satıldığı/Bilirkişi İncelemesi İçin Olanak Kalmadığından Davanın Tümden Reddedileceği )
• AYIPLI MAL ( Eser Sözleşmesi – Ayıplı Olduğu İleri Sürülen Malların Hepsinin Satıldığı/Bilirkişi İncelemesi İçin Olanak Kalmadığından Davanın Tümden Reddine Karar Verilmesi Gereği )
• BİLİRKİŞİ İNCELEMESİ ( Sözlü Olarak Yapılan Eser Sözleşmesi – Ayıplı Olduğu İleri Sürülen Malların Hepsinin Satıldığı/Bilirkişi İncelemesi İçin Olanak Kalmadığından Davanın Tümden Reddine Karar Verilmesi Gerektiği )
818/m.355
ÖZET : Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmıştır. Yanlar arasında kısa kollu çocuk tişörtlerinin fason üretiminin davalı şirket tarafından yapılması hususunda “sözlü sözleşme” yapıldığı çekişmesizdir. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış ve ürünlerin satılmış olması sebebiyle de, inceleme yaptırılması da olanaksız olmuştur. Davanın tümden reddi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından duruşma istenmiş ise de davetiye masrafı bulunmadığından duruşma isteğinin reddiyle incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmal edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Dava, maddi tazminatın tahsili istemiyle açılmış, mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 26.325,56 GBP’nin davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, ihracaatını amaçladığı kısa kollu çocuk tişörtlerinin kesim, dikim, kontrol, ütü ve paketlenmesi işinin, davalı şirket tarafından yapılarak, davacı müvekkiline teslimi hususunda anlaştıklarını; davacının yüklendiği edimini ifa ettiğini; ancak, davalı tarafından ayıplı yapılan 19.288 adet ürünün 7.012 adedinin ihracatçı firmaca reddedilmesi sebebiyle düşük bedelle ve toplam olarak 9.268,00 İngiliz paunduna ve geriye kalan 12.276 adet ürünü ise 4.910,00 İngiliz paunduna sattığını ve bu ürünlerin ayıplı olması sebebiyle 31.232,00 İngiliz paundu tutarında zarara uğradığını ileri sürerek, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesini talep etmiştir.
Yanlar arasında kısa kollu çocuk tişörtlerinin fason üretiminin davalı şirket tarafından yapılması hususunda “sözlü sözleşme” yapıldığı çekişmesizdir. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. Yanlar arasındaki akdî ilişki, Borçlar Kanunu’nun 355. maddesi hükmünde tanımlandığı üzere, niteliğince bir eser sözleşmesidir.
Ayıp, bir malda sözleşme ve Yasa hükümlerine göre normal olarak bulunması gereken niteliklerin bulunmaması; ya da bulunmaması gereken bozuklukların bulunmasıdır.
Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak, imalini üstlendiği eserin ayıplı olması durumunda; açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddesi hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde, Borçlar Kanunu’nun 360. maddesinde tanınan hakları eser-iş sahibi kullanabilir. Davacı iş sahibi, toplam 19.288 adet kısa kollu çocuk tişörtlerinin ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de; ayıbın varlığı ve derecesinin belirlenebilmesi için bilirkişi incelemesi yapılarak ayıp belirlenmemiştir. Ayıbın gizli ya da açık ayıp niteliğinde olması durumuna göre ihbar süreleri farklı olduğu gibi; Borçlar Kanunu’nun 360. maddesi gereğince, somut olayda, ayıpların giderilmesi bedelinin mi yoksa iş bedelinde indirim yapılmasının mı gerektiğini, bilirkişi incelemesi yaptırılarak mahkeme takdir edebilir. Ayıbın varlığının saptanmasından sonra da, uyuşmazlık konusu ise, ayıp sonucu oluşan maddi zararın gerçekleşip, gerçekleşmediğinin incelenmesi gerekir. Ayıplı olduğu ileri sürülen ürünler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmamış ve ürünlerin satılmış olması sebebiyle de, inceleme yaptırılması da olanaksız olmuştur. Tüm bu sebeplerle davanın tümden reddi yerine; varlığı ileri sürülen ayıplı ürünlerin gerçekten ayıplı olup, olmadıkları saptanmadan mahkemece, hukuksal olmayan gerekçelerle, ayıp sonucu oluştuğu ileri sürülen maddi zararın tahsiline karar verilmesi doğru olmamıştır.
Açıklanan sebeplerle karar bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 16.05.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.