|
|
|
|
765 zamanı soyut yalan gibi durumların "aldatıcı nitelikte" olamayacağı, dolayısıyla suçun maddi unsurunun oluşmayacağı görüşü hakim. Burada aldatıcı nitelik/hilenin ağırlığı için ortalama bir insanı kandırmaya yeterli olup/olmaması, edilgen kişinin eğitim düzeyi, bulunduğu sosyal-kültürel-ticari ortama göre yaşam deneyimlerini esas alan çeşitli görüşler var.
Değişiklikten sonra "desise" ibaresinden ziyade;
1-"kişinin hulus ve saffetinden yararlanılmış olması"
2-"kişiyi kandırabilecek nitelik"
şartlarından, yani edilgen kişinin durumundan bağımsız olarak, etken kişinin hilesi ve bunun sonucu zarar verilmiş(yarar sağlanmış) olmasının yeterli olduğu kanaatindeyim.(Maddi unsur yönünden)
|
|
 |
|
 |
|
Hile, esasen, "aldatıcı nitelikte davranış, aldatmak için kurulan düzen; desise" demektir.
Bu anlamda, yeni yasa için fiilin edilgen kişinin durumundan bağımsız ele alınması gerektiğine katılırım.
Demek istediğim şudur:
Ancak bu takdirde, fiilin aldatmaya elverişli nitelik ve ağırlığa ulaşıp ulaşmadığı
vasati (ortalama) insani ölçüler ve tecrübe kaideleri içinde ele alınacaktır.
Saygılar.