Merhabalar...

A, arkadaşı olan B'den bir ev satın alıyor. Ancak aralarındaki samimiyet ve güven duygusu dolayısıyla tapuda satış yapılmıyor. Ancak daha sonra A, arkadaşı B'nin bu ev üzerine X bankası lehine 20.000 TL. ipotek tesis ettiğini öğreniyor.Ayrıca yine B'nin X bankasına olan 30.000 TL.lik kredi kartı borcu dolayısıyla X bankası sözkonusu gayrimenkul üzerine haciz koyuyor. Bununla da bitmiyor B'nin şirketinin SGK ya olan 100.000 TL lik borcu dolayısıyla da ev üzerine haciz konuluyor. Devamında da X bankası evin satışı için usuli işlemlerine devam ediyor. Kıymet takdiri yapılıyor. Ancak evin gerçek piyasa değeri 180.000 TL iken kıymet takdirinde 140.000 TL olarak tespit ediliyor.

1-A'nın bu olayda mağdur olmaması başvurulabilecek herhangi bir yol var mı?
2-B bankaya ve SGK ya olan borcunu ödemek istiyor. Ama işlerinin kötü gitmesi dolayısıyla şu an ödeyemiyor. Gerek kıymet takdirinin evin gerçek değerinden daha düşük yapılmış olması dolayısıyla gerekse B'nin borçlarını ödeyebilmesi için süreye ihtiyaç duymamız dolayısıyla kıymet takdirine itiraz etmeyi düşünüyoruz. Ama bu durumda icra hukuk mahkemesince talebimizin reddedildiği varsayımıyla hareket edersek ve İHM sinin bu kararını temyiz ettiğimizde Yargıtay da İHM sinin kararını onasa karşı tarafa çıkacak vekalet ücretine 140.000 TL üzerinden mi hükmedilir? YANİ KAŞ YAPALIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAYALIM...

Mesleğe yeni başlamış bir meslektaşınız olarak şayet anlatımımda herhangi bir hata yapmışsam affola...

SAYGILARIMLA...