13-04-2012, 14:55
|
#4
|
|
T.C. YARGITAY
4.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/12051
Karar: 2008/7228
Karar Tarihi: 28.05.2008
TAZMİNAT DAVASI - DAVACILARIN ÇOCUĞU VE KARDEŞLERİ DURUMUNDAKİ DESTEKLERİNİN ÖLDÜĞÜ - DAVALININ DAYANDIĞI İBRANAMENİN MAKBUZ NİTELİĞİNDE OLDUĞU - DAVALILARIN HAKSIZ FİİLDEN DOLAYI SORUMLU OLDUĞU MİKTARIN BELİRLENİP ÖDENEN MİKTARIN DÜŞÜLMESİ GEREĞİ
ÖZET: Davacıların çocuğu ve kardeşleri durumundaki destekleri ölmüştür. Davalının dayandığı ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunun kabulü gerekir. Şu durumda mahkemece yapılacak iş, davalıların haksız fiilden dolayı sorumlu olduğu miktarı belirleyerek yapılan ödeme tazminat miktarından düşüldükten sonra, hükmedilmesi gerekir.
(2918 S. K. m. 111)
Dava: Davacı Dursun Yıldırım vd. vekili Avukat Yusuf Subaşı tarafından, davalı Betül Aktaş aleyhine 22.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 12.07.2007 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Karar: Dava, trafik kazasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem reddedilmiş, karar davacılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacılar vekili, desteğin trafik kazası sonucu öldüğünü belirterek destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat istemiştir.
Davalı vekili ise davacıların uğradığı zararları karşıladığını ve ibra edildiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece davacıların trafik kazası sonrasında ibraname verdikleri ve haklarından feragat ettikleri gerekçesiyle destek hesaplaması yaptırılmadan davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyaya ibraz edilen ibranamede, davacılar Yasemin ve Dursun Yıldırım'ın, noter huzurunda davalıdan maddi ve manevi tazminatlarını aldıkları ve davalıyı kesin olarak ibra ettikleri ve davalarından feragat ettikleri belirtilmiştir. Davacıların bu konuda herhangi bir itirazları da yoktur.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 11. maddesinin ikinci fıkrasında tazminat miktarına ilişkin olup ta yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar ve uzlaşmaların, yapıldığı tarihten itibaren iki sene içinde iptal edilir hükmü yer almaktadır. Yine aynı madde de, sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalarında geçersiz olduğu hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, yapılan ödemenin de göz ardı edilmesi düşünülmemelidir. Yapılan ödemenin gerçek olması durumunda verilen ibraname ancak <makbuz> hükmünde kabul edilmeli ve ödenen miktar, hüküm altına alınacak tazminattan indirilmelidir.
Somut olayda; davacıların çocuğu ve kardeşleri durumundaki destekleri ölmüştür. İbranamede ise davacılar <hastane, ilaç, tedavi masrafı, maddi ve manevi tazminat ve destekten yoksun kalma bedeli olarak 10.000 YTL nakden ve peşinen aldık> demişlerdir. Davalının dayandığı bu ibranamenin makbuz niteliğinde olduğunun kabulü gerekir.
Şu durumda mahkemece yapılacak iş, davalıların haksız fiilden dolayı miktarını belirleyerek yapılan ödeme tazminat miktarından düşüldükten sonra, hükmetmektir. Davalıların ibra edildikleri gerekçesiyle davanın reddedilmiş görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28.05.2008 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|