Mesajı Okuyun
Old 07-04-2012, 14:53   #4
Av. İbrahim YİĞİT

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Bilindiği üzere, taşınmaz mal satış vaadi sözleşmesi, "tapu kütüğüne" şerh edilmiş olsa dahi, bu kişi adına tescil işlemi gerçekleşmedikçe mülkiyetin intikalini sağlamaz. Tapu Kanunu'nun 26 ncı maddesi uyarınca siciline şerh verilen satış vaadi sözleşmesi, (5) yıl süreyle üçüncü kişilere karşı ileri sürülebilir. HGK.nun 1.11.2000 tarih ve 2000/1-1331 sayılı kararında da benimsendiği üzere, Noterlik Kanunu'nun 44 üncü maddesinin B bendi mucibinde, noterler tarafından tanzim edilen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri de taraflardan biri isterse gayrimenkul siciline şerh verilir. Şerhten itibaren 5 yıl içinde satış yapılmazsa veya irtifa hakkı tesis ve tapuya tescil edilmezse, iş bu şerh, tapu sicil muhafızı veya memuru tarafından re'sen terkin olunur. Bu süre hak düşürücü SÜRE NİTELİĞİNDEDİR. (Y.12. HD 2010/22115 E)

Evet üstad. Bu bilgilerden haberdar olduğum için soruda bu konuları da belirttim.

Ancak sicile şerh, vaad alacaklısına, mülkiyetin değişmesi halinde 3. kişilere karşı hak talebinde bulunma imkanı sağlar. Diğer bir söyleyişle şerh verilmemiş olması, satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tescil davası açma hakkını ortadan kaldırmaz. Şerh konusunu geçerek özellikle satış vaadi sözleşmesinin geçerliliği, delillerin yeterliliği, iptali talepli davadaki gelinen aşamada mahkemenin hareket tarzı ve hatta giderek Yargıtay'ın bu konudaki gerekçesinin de eleştri noktasına ulaşılarak değerlendirilmesini ve somut olayda yol gösterici yaklaşımlarınızı öğrenmek istiyorum. Saygılar.