Mesajı Okuyun
Old 03-04-2012, 23:30   #2
egemen48

 
Varsayılan

hakim neden müdahalenin meni davası acılamaz demiş anlamıs değilim,keza hala su akmaya devam etmektedir.Bence de ecrimisil istenemez,cünkü ortada haksız ve kötüniyetli bir zilyetlik durum yok fakat tarlanın ve ürünlerin ugradıgı ve kişinin bu sürec icersinde kazanamadıgı bedelin zararı istenebilir.
müdahalenin meni acılabileceğine ilişkin karar ekliyorum

T.C. YARGITAY

1.Hukuk Dairesi
Esas: 2001/10887
Karar: 2001/11672
Karar Tarihi: 05.11.2001


ELATMANIN ÖNLENMESİ DAVASI - HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE

ÖZET: Davalı şirketin anılan yasa hükmünden yararlandığı kabul edilse dahi bu husus davacıya zarar veren eylemlerin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına engel teşkil etmez, olsa olsa davalı şirkete davacıya zarar vermemek koşulu ile eskisi gibi kanalı geçirme hakkı verir. Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir.

(2942 S. K. m. 38)

Dava: Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada, mahkemece verilen karar süresinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü

Karar: Davacı adına kayıtlı 172 parsel sayılı çaplı taşınmazdan, davalı şirketin pis su kanalı geçirdiğini, bu kanalın patladığını buradan tarla içerisine pis suların dağıldığını ve pis koku yayıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve kanalın kapatılmasını istemiştir. Davalı taraf ise sözü edilen pis su kanalının 1975 yılında inşa edildiğini ve 2942 sayılı yasanın 38.maddesine göre 20 yıllık sürenin geçtiğini savunmuştur. Mahkemece davalı Anonim Şirkete bağlı fabrikanın evsel ve endüstriyel atık sularının, davacıya ait parsel içerisinden geçirilen kanalizasyonla deşarj edilirken büzlerin kırılmasıyla tıkanması sonucunda pis suların etrafa dağıldığı ve pis konunun yayıldığını, ne var ki, 2942sayılı yasanın 38.maddesi uyarınca 20 yıldan fazla süre geçtiğinden davanın reddine karar verilmiştir. Toplanan kanıtlara ve tüm dosya içeriğine ve davalının savunmalarına göre iddianın sübut bulduğu tartışmasızdır. Öte yandan davalının statüsü gereği, olayda 2942 sayılı yasanın 38.maddesinin uygulama yer olmadığı açıktır.

Bir an için davalı şirketin anılan yasa hükmünden yararlandığı kabul edilse dahi bu husus davacıya zarar veren eylemlerin önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınmasına engel teşkil etmez, olsa olsa davalı şirkete davacıya zarar vermemek koşulu ile eskisi gibi kanalı geçirme hakkı verir.

Sonuç: Hal böyle olunca davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazları yerindedir. Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMK. un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine 05.11.2001 tarihinde oybirliği ile karar verildi.(¤¤)