|
T.C.YARGITAY 1. HUKUK DAİRESİ E. 2004/5787 K. 2004/8130
T. 1.7.2004
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Bakım Borçlusunun Edimlerini Yerine Getirmemesi - Kaydı Hayat ile İrad Kararının Hüküm Tarihinden İtibaren Değil Dava Tarihinden İtibaren İtibaren Ödemeye Karar Verilmesi Gereği )
• ÖLÜNCEYE KADAR BAKMA SÖZLEŞMESİ ( Bakım Borçlusunun Edimlerini Yerine Getirmemesi - Kaydı Hayat ile İrad Kararının Hüküm Tarihinden İtibaren Değil Dava Tarihinden İtibaren İtibaren Ödemeye Karar Verilmesi Gereği - Tapu İptal ve Tescil Talebi )
• KAYDI HAYAT İLE İRAD ( Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Bakım Borçlusunun Edimlerini Yerine Getirmemesi - Kaydı Hayat ile İrad Kararının Hüküm Tarihinden İtibaren Değil Dava Tarihinden İtibaren Ödemeye Karar Verilmesi Gereği )
• İVAZ ( Ölünceye Kadar Bakma Sözleşmesinde Bakım Borçlusunun Bakım Alacaklısına Beslenme Giydirme Bakım Gözetme Gibi Borçlarının Bulunması - Tapu İptal ve Tescil Talebi )
818/m.511,517
ÖZET : Ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı, bakım borçlusundan beslenme, giydirilme, bakıp gözetme vs. gibi edimlerin yerine getirilmesini isteyebilir. Davacı dava tarihinden itibaren edimlerin yerine getirilmediğini iddia ettiğine göre,bu tarihten başlamak üzere irada hükmedilmesi gerekirken hüküm tarihi esas alınarak ödemeye karar verilmesi doğru değildir
DAVA : Taraflar arasında görülen davada;
Davacı,313,351 ve 1728 parsel sayılı taşınmazların maliki iken bu taşınmazları ölünceye kadar bakma akti ile davalı gelinine verdiğini; ancak davalının kendisine bakmadığını,oğlu ile davalı gelininin kendisini dövdüklerini ve kötü davrandıklarını belirtip,ölünceye kadar bakma aktinin feshi ile tapuların iptaline ve adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı,davacıya 17 yıldır baktığını,davacının bu minnet duygularıyla taşınmazı kendisine verdiğini,ancak 2000 yılı Nisan ayı içerisinde davacının kendisine tacizde bulunması nedeni ile artık davacıya bakmayacağını, davacının masraflarını karşılayacak bir irat verebileceğini belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece,davanın kabulüne dair önceden verilen kararın davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairece yapılan inceleme sonunda " mahkemece resen gözetilmesi mümkün olan Borçlar Kanununun 517. maddesi hükmü göz önüne alınarak bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir" denilerek bozulmuş,mahkemece bozmaya uyularak davanın kısmen kabulü ile aylık 140 milyon TL. irat tahsisine karar verilmiştir.
Karar,davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, ölünceye kadar bakma sözleşmesinin feshi,tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece,Borçlar Kanununun 517/son maddesi hükümleri uyarınca kaydı hayat ile irad bağlanmasına hükmedilmiştir.
Bilindiği üzere; ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile bakım alacaklısı,bakım borçlusundan beslenme, giydirilme,bakıp gözetme vs. gibi edimlerin yerine getirilmesini isteyebilir.Bakım borçlusunun bakıp gözetme yükümlülüğü aksi kararlaştırılmadıkça, bakım alacaklısını ailesi içine ( konutuna )alıp her türlü yardım ve desteği sağlama görevini de içerir.
Sözleşmeden doğan ödevlere aykırılık yüzünden ilişki çekilmez hale gelmişse yada başka önemli nedenlerle ilişkisinin sürdürülmesi aşırı ölçüde güçleşmiş veya olanaksız hale gelmişse taraflardan herbiri sözleşmeyi feshetme hakkına sahiptir.
Borçlar Yasasının 517/son maddesi hükmü ile de hakime,sözleşmeyi feshedecek yerde iki taraftan birinin istemi ile yahut resen ( kendiliğinden )tarafların birlikte yaşamalarına son verip,buna karşılık bakım alacaklısına kaydı hayat ile bir irat tesis edebilme olanağı verilmiştir.
Mahkemece,sözü edilen madde hükmü gözönünde tutularak irada hükmedilmesinde bir isabetsizlik yoktur.
Ancak,belirlenen iradın hüküm tarihinden itibaren tahsiline karar verilmesinin ölünceye kadar bakma sözleşmesinin yukarda açıklanan amacına,niteliğine ve yasaya uygun düştüğü söylenemez.
İki taraflı sözleşmelerde edimlerin yerine getirilmesi zamanı, sözleşmede gösterilmemişse bu durum karşılıklı edimlerin niteliği ve amacı gözönünde tutulmak suretiyle belirlenir.
Bakım alacaklısı davacı,dava açmakla dava tarihinde bakım borçlusunun,sözleşme gereği olan edimlerini yerine getirmediğini,başka bir deyişle kendisine bakılmadığını,yardım ve destekten yoksun kaldığını iddia etmektedir.
Bakım borçlusunun edimi, bakım alacaklısının yeme,içme giyinme ve tedavi ettirme vs. gibi zorunlu ihtiyaçlarını gidermeye ilişkin olduğuna göre bu gereksinimlerinin doğduğu anda karşılanamaz,yerine getirilmesi gerekir.
Bu itibarla irat bedelinin de bakım görevinin yerine getirilmediğinin iddia ve ispat edildiği tarihten itibaren geçerli olması sözleşmenin amacına ve niteliğine uygun olur.
SONUÇ : Hal böyle olunca; davacı dava tarihinden itibaren edimlerin yerine getirilmediğini iddia ettiğine göre,bu tarihten başlamak üzere irada hükmedilmesi gerekirken hüküm tarihi esas alınarak ödemeye karar verilmesi doğru değildir.davacının bu yönlere değinen temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile kararın yukarıda açıklanan nedenlerle H.UM.K.'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,1.7.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|