| 
		 
			
			 
			
			
			
			
		 
			
				  
				
		
	  | 
	
	
		
			
			
				 
				
			 
			 
			
		
		
		
		YARGITAY 
 
12. HUKUK DAİRESİ 
 
E. 1988/6107 
K. 1989/1804 
T. 13.2.1989 
 
• NAFAKAYA İLİŞKİN İLAMLAR ( İcra İçin Kesinleşme Şartı Aranmaması ) 
 
• İLAMIN İCRASI İÇİN KESİNLEŞME ŞARTI ARANAN DURUMLAR ( Gayrimenkulün  Aynına ve Aile ve Şahsın Hukukuna Dair Hükümler ve Asıl Talebe Bağlı  Sair İstekler ) 
 
• BOŞANMAYA DAİR İLAMDA NAFAKANIN KESİLMESİNE KARAR VERİLMİŞ OLMASI ( İlam Kesinleşmedikçe Kesilme Hükmünün İcra Olunamaması ) 
 
• AVUKATLIK ÜCRETİ VE YARGILAMA GİDERLERİ ( Kesinleşmedikçe İcra Olunamayan İlamlardaki ) 
1086/m.443 
 
ÖZET : Gayrimenkulün aynına ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın  hukukuna ilişkin hükümler kesinleşmedikçe infaz istenemez.  
 
DAVA : Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili  tarafından istenmesi üzerine; bu işle ilgili dosya mahalinden daireye  27.5.1988 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp  düşünüldü:  
 
KARAR : HUMK. nun 443. maddesine göre, gayrimenkulün aynına ve buna  ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna dair hükümler  kesinleşmedikçe infaz istenemez. Bu nevi davalar sonucunda, asıl talebe  bağlı olarak kurulmuş sair isteklerin de aynı hukuki akibet ve rejime  tabi olması zorunludur.  
 
Taraflar arasında mülkiyeti ihtilaflı gayrimenkule vaki müdahalenin  önlenmesi ile birlikte o gayrimenkulün haksız olarak el konulmasının  sabit görülmesi nedeni ile hükmolunan maddi tazminat ya da ecrimisile  ilişkin ilam bölümü dahil olmak üzere, avukatlık ücreti, yargılama  gideri istekleri, ait oldukları ilam kesinleşmedikçe HUMK. nun 443.  maddesi uyarınca, takibe konu olamaz.  
 
Keza, boşanma, babalığa hükmedilmesi gibi dilekçelerle açılmış  davalarda; davanın haklı görülmesi üzerine talep dairesinde hükmolunan  maddi veya manevi tazminatlar, bunların eklentilerini teşkil eden  yargılama gideri ve avukatlık ücreti de, asla sıkı sıkıya bağlı olmaları  hasebiyle, boşanma veya babalığa hükmedilmesi ve davalının haksız  görülerek sorumlu tutulması sebebiyle ortaya çıktığı için, bu nevi  ilamlar usulen kesinleşmedikçe takibe konu edilemez.  
 
Nafakaya dair ilam bu  rejim dışında bırakılmıştır, kesinleşme aranmaz. Ancak, boşanmaya dair  ilamda nafakanın kesilmesine karar verilmiş ise, bu ilam kesinleşmedikçe  kesilme hükmü icra olunamaz.  
 
Olayda, takibin dayanağı ilamın kesinleştiğine dair şerh mevcut  değildir. Babalığa hükmedilmiş, ayrıca evlenme vaadi gerçekleşmediğinden  ötürü manevi tazminat ve nafaka isteği ilama bağlanmıştır.  
 
Manevi tazminat; babalık davasının kabulü sebebiyle nazara alınmış olup  davanın aslına sıkı sıkıya bağlıdır. Babalık hükmü kesinleşmedikçe  eklenti durumundaki manevi tazminat ve bunun faizi, avukatlık ücreti,  yargılama gideri yönünden takip açılmasına, HUMK. nun 443. maddesi,  hükmü müsait değildir.  
 
Merci kararı, nafaka alacağı bölümü yönünden yerinde ise de, diğer  alacak iddia ve kalemleri bakımından dahi isteğin reddine karar  verilmesi isabetsizidir.  
 
SONUÇ : Açıklanan durum karşısında; borçlu vekilinin temyiz  itirazlarının kısmen kabulü ile, temyiz olunan merci kararının İİK.nun  366. ve HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca yukarıda açıklanan nedenlerle  BOZULMASINA 13.2.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi. 
		
	
	
    
  
		
		
		
				
		
	
	 |