Müvekkil, imzası sahte bir senet sebebiyle aleyhine başlatılan icra takibine icra mahkemesi yerine icra dairesinde itiraz etmiş ve bu sebeple takip kesinleşmiştir. Müvekkilin evine hacze gidilmiş, durumu gören babası muhafaza korkusundan, icra kefili olup 27.04.2007 tarihinde borcu ödemiş, müvekkil daha sonra babasına nakit ve çalışma karşılığı şeklinde geri ödemiştir. Müvekkil itiraz etmiş olduğu gün aynı zamanda, suç duyurusunda bulunmuş. Kovuşturma sonunda 01.03.2011 tarihinde senetteki ciranta aleyhine,alacaklı lehine karar çıkmıştır. Ceza kovuşturmasında, alacaklı taraf senet üzerindeki keşide, meblağ kısımlarını kendisinin doldurduğunu ikrar etmiştir. Haksız fiili sabittir.

Haksız Fiil sebebiyle 10 Şubat 2011 tarihinde açtığımız belirsiz alacak davasında durum anlatılarak maddi ve manevi tazminat talep ettik. Davalılardan icra dosyasında alacaklı sıfatını haiz kişi vekili, davanın istirdat davası olduğunu ve zamanaşımına uğradığını, reddini talep etmiştir.

Sorum şudur: Dava belirttiğim gibi haksız fiil sebebiyle uğranılan zararların tazmini amaçlıdır. Burada davalıların eylemi aynı zamanda TCK anlamında suç teşkil eden bir fiil olduğundan ceza zamanaşımı süresi uygulanacak. ( Suç: TCK 210 yollamasıyla 204 Resmi Belgede sahtecilik. Ceza zamanaşımı 8 yıl.) Ancak, davanın İİK 72/7 anlamında istirdat davası olduğu kabul edilse bile burada yine ceza zamanaşımı uygulanabilecek midir? Veya dava zamanaşımı süresi istirdat davası bakımından geçirilmiş olsa bile yine de haksız fiil nedeniyle tazminat davası açılarak ödenen paradan az olmamak üzere maddi ve manevi zararların tazmini talep edilebilecek midir?

Sayın meslektaşlarım görüşlerinizi paylaşırsanız minnettar olurum

Saygılarımla.