21-03-2012, 07:39
|
#33
|
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Nevra Öksüz |
 |
|
|
|
|
|
|
Bir konuyu araştırırken buldum ve aklıma bu forum geldi Forum konusu ile birebir örtüşmese de; yukarıda ve forumdaki diğer mesajlarımda anlatmaya çalıştığım hususa, kıyısından geçerek değindiğinden eklemek istedim:
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, 19.01.2004 T., Esas: 2003/5492, Karar: 2004/374: "...İİK'nun 72/7 madde hükmüne göre, borçlu gerçekte borçlu olmadığı bir parayı icra takibinin kesinleşmesi nedeniyle cebri icra tehdidi altında ödemek zorunda kalmış olması halinde istirdat davası açabilir. BK'nun 62.madde hükmüne göre ise, borçlu olmadığı şeyi ihtiyariyle veren kimse, hataen kendisini borçlu zannederek verdiğini ispat etmedikçe onu istirdat edemez.
Asıl davanın ve birleşen 7 davanın davacıları, davalının ihtarnamesi üzerine, fazla tahakkuk ettirildiğini düşündükleri temerrüt faizinin o bölümüne karşı ihtiyati tedbir talebinde bulunma ya da menfi tespit davası açma hakları var iken, bu hakları kullanmadan ve davalının bir takip ya da davası ile karşılaşmadan kendi istekleri ile o bölümü de çekincesiz ödediklerine göre, artık istirdat davası açamazlar. Bu halde, davacıların ancak BK'nun 62. maddesine göre, sebepsiz zenginleşme davası açma hakları bulunmaktadır.
Bu itibarla, mahkemece istirdat davalarının reddi gerekirken, bu davanın koşulları üzerinde hiç durulmadan yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış asıl ve birleşen 7 davada verilen hükmün davalı yararına bozulması gerekmiştir..."
Saygılar...
|
|
 |
|
 |
|
Üstad, iyi ki konuyu açtın.
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av. Nevra Öksüz |
 |
|
|
|
|
|
|
Uygulamada Ankara mahkemeleri (benim de görüşüme uygun olarak) alacaklı, icra takibi başlatmadığı sürece tedbir kararı vermemektedir. THS’de de bu meyanda soruları olan birkaç meslektaşıma alabilip alamadığını sorduğumda mahkemenin tedbir kararı vermediğini söylemişlerdi.
|
|
 |
|
 |
|
 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av. Mehmet Saim DİKİCİ |
 |
|
|
|
|
|
|
İkinci olarak takip öncesi ihtiyati tedbir kararı verilebileceği hususu açık kanun hükmüdür. Tedbir yoluyla açılmamış takibin durdurulamayacağına dair yaklaşımlar tamamen yorumdur. Yargı kararlarının bazılarında o yönde kararlar çıkmıştır. Ancak ben buna katılamıyorum. Zaten aramızdaki temel çatışmada bu farklı algımadan ve değerlendirmeden kaynaklanıyor düşüncesindeyim. Mahkeme pekala ihtiyati tedbir yolu ile takip açılmamasına - açılmışsa durdurulmasına karar verebilir. Takip açılmadan durdurulamaz savı tamamen yorumdur. Kanunun açık hükmü ortadayken bu yoruma dayanma ihtiyacı nedendir onu bilemiyorum. Bu karar karşı tarafa tebliğ edildikten sonra muhatap buna rağmen icra takibi açarsa mahkemenin tedbir kararını ihlal etmiş olacağı gibi,TAKİP AÇILIRSA DA AYRI BİR KARARA GEREK KALMAKSIZIN takip durur. Başlangıçta bu yönde alınacak bir tedbir kararının alacaklının gereksiz masraf yapmamasına da hizmet edeceği açık olmakla bir yandan da alacaklı menfaati de söz konusudur
|
|
 |
|
 |
|
Ben takip açılmadan İİK:72. madde kapsamında "tedbir kararı" nı yaklaşık 4 ay önce aldım. 
|