|
|
|
|
Bir otomobil park halindeyken üzerine bir binanın çatısından kiremitler düşüyor ve araçta hasar meydana geliyor. Aracın kaskosu yok. Zararın tespiti için sulh hukuk mahkemesinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmış, 2000 TL hasar olduğu tespit edilmiş. Araç sahibinin tespite bir itirazı yok. Bedelin tahsili için dava açılacağı zaman tekrar bilirkişi deliline dayanmaya gerek var mıdır? Biz tekrar bilirkişi incelemesi yapılmasını istemiyoruz çünkü. Ben, davalı bedele itiraz ediyorsa bilirkişi deliline onun dayanması ve ücretini de onun ödemesi gerekir diye düşünüyorum ama emin de değilim. Sizce bilirkişi deliline dayanmamak sıkıntı olur mu?
|
|
 |
|
 |
|
Mahkemenin bu durumda her halükarda bilirkişi deliline başvurması gerektiği kanısında değilim. Önceki mahkemece aldırılan raporu, maddi olaya ve isteme uygun, denetlenebilir, yeterli ve güncel görüyorsa başvurmaz. Usul ekonomisi de bunu gerektirir.
Başvurursa da bu rapor, delil tesbiti yoluyla aldırıldı diye başvurmamalıdır. Böyle bir düzenleme yoktur. Şayet asıl mahkemece bilirkişi incelemesi yaptırılacaksa bu, bilirkişi delili ile ilgili HMK.m.282 çerçevesinde olmalıdır. Bu anlamda, mahkeme bilirkişi incelemesinden sonra, bir başka bilirkişi raporu dahi aldırabilir. Ancak, dilerse hiç bilirkişiye de müracaat etmez. Kanaatindeyim.
Saygılar.
|
|
|
|
MADDE 405- (1) Delil tespiti dosyası, asıl dava dosyasının eki sayılır ve onunla birleştirilir. Asıl davanın taraflarından her biri, iddia veya savunmasını ispat için bu tutanak ve raporlara dayanabilir.
|
|
 |
|
 |
|