10-03-2012, 11:56
|
#16
|
|
Arkadaşlar, dün bahsettiğim gibi HMK seminerine katılan hocalara seminer başlamadan önce buradaki tartışma konusunu yönelttim.
Bu konuya yönelik soru onlarıda oldukça bıktırmış ki, her yerde aynı sorularla karşılaştıklarını söylediler.
Cevaplarında, hocalar arasında da farklı görüşler var.
Belirsiz alacak davasıdır diyen hoca, bir takım gerekçelerinden sonra arkasından şu lafı ekledi; "Kanun koyucu da senin gibi (yani benim dediğim gibi belirli alacak olarak) düşünüyor ve kıdem ve ihbar türü tazminatların belirli alacak davasına tabi olacağını kabul ediyor. Duyduğuma göre Yagıtay da söz konusu davaları belirli alacak olarak kabul ediyor; ancak elimizde olan bir karar örneği yok.Bekleyeceğiz.Şuan bişey demek için erken" dedi.
Diğer bir hoca da, belirli alacak davası olarak kabul edilmeli, zira alacak kaleminde sorun yok, sadece davanın haklılığı ve haksızlığı noktasında sorun var dedi.
Yani eğer bu tür davalara belirli alacak olarak kabul edilirse, bundan önce açılmış işçi alacaklarına yönelik kısmi talepler dışındaki talepler (fazla kısım) hukuki yarar olmadığından dolayı red edilecek.
Benim birkaç davam var. Davalı olduğum. Islah hallerinde bu gerekçeleri sunacağım.
Bu konuda Yargıtay bir karar vermez ise, muhtemelen hakimler eski usulden davaların ıslahını kabul edeceklerdir. Ancak kararları doğru mu olacak yoksa yanlış mı olacak, son incelemeden sonra belli olacak.
|