Mesajı Okuyun
Old 09-03-2012, 17:46   #12
av.kadirpolat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan madlock
Ben de hesaplanması özel ve teknik bir bilgi ile yapılabilecek her türlü alacağın belirsiz alacak olması gerektiğini düşünmekle birlikte esasen uygulamanın fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak kısmi dava açılması şeklinde çözmüş olduğu olduğu bu sorun belirsiz alacak davası kurumu ile iyice içinden çıkılmaz bir hale sokuldu. Yrg. 9. HD kıdem tazminatı alacaklarını belirli alacak olarak değerlendireceğini açıkladı. İyi de davacı kıdem tazminatını hesaplayarak davasını belirli alacak davası olarak açsa da mahkeme konuyu muhakkak bilirkişiye götürecek bilirkişi davacının hesabından daha yüksek bir tutar bulursa ne olacak? Bunun önüne geçmek için kıdem tazminatı alacağı fazlaya dair haklar saklı tutularak açılacak. Bu da HMK 109 da anlamını bulan kısmi dava olacak O halde belirsiz alacak davası sadece haksız fiilden doğan maddi tazminat davalarında mı kullanılacak?

Kusur oranları belirlenmeden dava değeri belirlenemeyeceğine göre doğal sonuç olarak haksız fiil zararların tazminine yönelik dava belirsiz alacak davasıdır. Ancak haklı-haksız tartışmasının konusu itibariyle talep bedelinin belirlenmesinde önem arzetmeyen kıdem ve ihbar tazminat talepleri, belirli alacaklardır diye düşünüyorum. Zira asgari ücret alan bir işçi 2 yıl çalışmışsa son aldığı aylık ücretin bürüt tutarı üzerindem kıdeminin hesaplanacağı hususu, teknik bir konu değildir. Dediğim gibi, hakimler iş yüklerini azaltmak için her konuda bilirkişiye gidiyor. Düşünsenize, asgari ücretle çalışan kişi maaşımı alamadım diye dava açılıyor, bilirkişinin hesabına sunuluyor. oysa asgari ücret belli olan rakamlardan oluşuyor ve bilirkişinin hesabına konulması fuzuli işten başka bişey değil.