Mesajı Okuyun
Old 09-03-2012, 14:05   #1
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan Vergi Borcu-Muhasebecinin Müteselsil Sorumluluğu

Sayın Meslektaşlarım,
Konu spesifik ve girift (her ne kadar Türkçe olarak ifade etmeyi tercih etsem de bence durumu en iyi anlatan kelimeler bunlar ne yazık ki!) olduğundan etraflıca açıklamaya gayret ederek değerli görüş ve önerilerinizi rica ediyorum:
Serbest muhasebeci tarafından 2006 yılı ve 2007 yılının ilk 3 ayı defterleri tutulup beyannameleri imzalanan bir mükellefin, 2010 yılında hakkında yapılan vergi incelemesi neticesinde (mükellefin defterleri üzerinde bir inceleme yapılmaksızın belirtilen adresinde bulunmaması, sermaye ve kapasitesi gereğince bu işlem hacminde fatura tanzim etmesinin mümkün olamayacağı gerekçesiyle) , gerçek bir mal alım satımına dayanmayan ve komisyon karşılığında sahte(naylon) faturalar tanzim ettiği ve bu suretle vergi ziyaına sebep olduğu gerekçesiyle hakkında tarhiyat yapılmıştır.
Bu tarhiyata bağlı olarak da 2010 tarihli SM Sorumluluk Raporu çerçevesinde, söz konusu mükellefin muhasebecisi VUK mükerrer 227. madde gereğince yayımlanan 4 sıra nolu Vergi Beyannamelerinin Serbest Muhasebeci ve Serbest Muhasebeci Mali Müşavirlerce İmzalanması Hakkında Genel Tebliğ'in IV. bölümü gereğince muhasebecinin müteselsil sorumluluğu yoluna gidilmiş; aynı tebliğin V/B bölümü gereğince de, muhasebeciye evvelce ihbarname tebliğ edilmeksizin ödeme emri gönderilmiştir.

1- Serbest muhasebecinin sorumluluğunun VUK mükerrer 227. maddesi gereğince imzaladıkları beyannamelerde yer alan bilgilerin şirket defter ve kayıtlarına ve bu kayıtların dayanağını oluşturan belgelere uygun olmamasından doğan bir sorumluluk olduğu nazarı itibara alındığında; defter ve kayıtlara ve bunların dayanağı oluşturan belgelere (faturalara) uygun beyanname veren muhasebecinin müteselsil sorumlu tutulması konusunda görüşleriniz nedir?
2- Serbest muhasebeciye müteselsil sorumluluk kapsamında, -VUK 34 ve 112. madde, 6183 sayılı AATUHK 54., 55. maddelerine karşın 4 Sıra Nolu Tebliğ hükümlerine dayanılarak- öncesinde herhangi bir ihbarname, sorumluluk raporu vs. tebliğ etmeksizin, ödeme emri gönderilmesi "müteselsil sorumluluk" ilkelerine aykırı değil midir?
3- Mükellef hakkında tutulan sorumluluk raporunun içeriğini bil(e)meyen muhasebecinin, bu yöne (cezalı vergi tarhiyatı) dair itirazlarını da sunmasının mümkün olamaması karşısında görüşleriniz nedir?
4- "4 sıra nolu Tebliğ" hükümleri ile, bir bakıma, muhasebecilerin harici araştırma ile yükümlü kılınarak, faturaların gerçek mal alım satımına dayanıp dayanmadığının tespitine zorunlu tutulması hakkındaki görüşleriniz nedir?
5- Bunlara ek olarak söz konusu mükellefin, düzenlenen sorumluluk raporlarından sonra ancak tarhiyatın kesinleşmesinden önce matrah artırımında bulunduğu da göz önüne alınarak;
Vergi Mahkemesi'nde açacağımız ödeme emrinin iptali davasında, yukarıda belirtilenler haricinde ne gibi hususlara dikkat çekmek gerektiği konusunda değerli fikirlerinizi paylaşmanızı rica ederim.
Saygılarımla...