09-03-2012, 13:39
|
#3
|
|
[quote=Av. İbrahim YİĞİT]Bir alacağın belirli veya belirsiz alacak olup olmadığının ölçütleri vardır. HMK gerek belirsiz alacak davası ve gerekse kısmi dava için bazı ölçütler getirmiştir. Bunlar davanın açıldığı tarihte alacağın miktar veya değerininin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin davacıdan beklenememesi, belirlenmesinin imkansız olması, taraflar arasında tartışmalı olması, açıkça belirlenememesidir. Bu ölçütlerin açılması da gerekir ancak sadece soruya cevap vermek adına ayrıntıya girmiyorum.
Sayın meslektaşım,
Kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarında rakamsal olarak belirsizlik hiçbir zaman olmaz. Sorun hep haklılık-haksızlık konusundan çıkar.
Bu anlamda kıdem ve ihbar türü alacakların "belirli alacak" olması gerekmiyor mu?
Ayrıca diyelim ki işçi kıdem ve ihbar yanında maaş alacağını da istemiş olsa idi, maaş alacağı belirli bir miktardır ve buradaki durumda "ya ödenmiştir yada ödenmemiştir"in cevabını bulmaya çalışır mahkeme. Oysa rakam konusu aynıdır.
2 yıllık kıdem tazminatının rakamı bellidir. Yada 2 yıl sonra çıkartılan kişinin talep edeceği ihbar tazminatı bellidir. Sorun, "talep haklı mı haksız mı" olduğu konusunda düğümleneceğine göre, kısmi dava türü yada belirsiz alacak olarak kabul edilmesi söz konusu değil.
Belirli alacak davalarında "küçük bir yem atayım, tutarsa daha büyüğünü de atarım" demenin önüne geçilmektedir.
Bu kapsamda alacağın miktarının tespiti ile hakkın tespiti aynı düşünülmemeli. Kişi ne kadar alacaklı olduğunu bilmiyorsa, TESPİT DAVASI AÇAR. Hakkının var olup olmadığını tespit etmek istiyorsa, "İŞİNİ ŞANSA BIRAKAMAZ".
|