Sayın y.yangel,
|
|
|
|
Bir müvekkilim anlaşmalı boşanma protokolü ile boşanmış. Mahkeme protokolde yazılı olan müvekkile borç yükleyen bir maddeyi hüküm kısmına koymamış ancak protokolü onayladığını hükümde belirtmiş...
|
|
 |
|
 |
|
Protokolde borç yükleyen maddenin, müvekkilinize nasıl bir borç yüklediğini/yüklenen borcun ne şekilde olduğunu belirtmemişsiniz? Somut durumunuzu bilemiyorum ama
örn:
Yargıtay HGK, 22.03.2006 T., E: 2006/12-92, K: 2006/85: "...(İlamların infaz edilecek bölümleri hüküm bölümünde yer alan kısımlarıdır. Ancak, ilamla hükmedilse dahi hüküm bölümünün infazı kabil olması zorunlu olup
yorum, tahmin, takdir yoluyla infaz kabiliyeti olmayan ilam hükmünün infazı sağlanamaz. Bu nedenle takip dayanağı ilamın hüküm bölümünün 5. bendinde yer alan (
tarafların talep ve kabulleri gereğince küçük S____'nın yuva ve S____ 'nin okul masraflarının davacı baba tarafından karşılanmasına ilişkin hükmün infaz kabiliyeti yoktur. ( HGK'nın 8.10.1997 tarih ve 1997/12-517 E. - 1997/776 K. ) Zira, her zaman tek taraflı olarak temin edilebilecek okul taksitleri ve dershane ücretlerine ilişkin belgelere ( kaldı ki ilamda dershane ücreti de yer almamaktadır ) dayanılarak ( ayrıca alacak ilama bağlanmaksızın ) ilamların icrası yoluyla takip yapılamaz. Açıklanan nedenlerle borçlu şikayetinin kabulüne karar vermek gerekirken reddi isabetsizdir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir... Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır..."
______________
Diğer taraftan 4 no'lu mesajla foruma eklenen kararda yapılan tespit şudur:
Anlaşmalı boşanmada "...boşanmanın mali sonuçları üzerinde anlaşma şartı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 174. maddesinde düzenlenen boşanma nedeniyle
maddi ve manevi tazminat, 175. maddesinde düzenlenen
yoksulluk ve 182. maddesinde düzenlenen
iştirak nafakası talep haklarına ilişkindir..."
Yargıtay, kararında; taraflar arasında yapılan protokolde, yukarıda belirtilenler dışında, mali sonuç doğuran bir anlaşma olması ve bu anlaşmanın mahkemece tasdik edilmiş olmasını "...HUMK nun 236/1. maddesinde
* öngörülen mahkeme içi ikrar..." olarak değerlendirmektedir (Değerlendirmeye asıl olan 4721 S.K. m.184'tür; yargıtay, boşanmanın fer'isi sayamadığı mali külfete hukuki zeminde yer arayışı içindedir; aşağıda tekrar değinilecektir).
* HMK m.188: "Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.
Maddi bir hatadan kaynaklanmadıkça ikrardan dönülemez.
Sulh görüşmeleri sırasında yapılan ikrar tarafları bağlamaz."
Mahkeme içi ikrar tespit ve değerlendirmesi, mahkeme içi ikrar kabul edilen konuya ilişkin İİK m.38'i işletme olanağı sunmaz. Çünkü takdir edersiniz ki; "mahkeme içi ikrar" ile İİK m.38'de belirtilen "mahkeme huzurunda sulh, kabul" aynı şeyler değildir.
_______
Mahkeme huzurunda sulh konusuna gelince;
Taraflar mahkeme dışında yaptıkları protokolü mahkemeye sunarlar ve işbu protokole göre anlaştıklarını mahkemeye bildirirler. Mahkeme, taraflara protokolün okunduğunu ve bu yönde anlaşma sağlandığını kabul ettiklerini duruşma tutanağına yazdırıp taraflara imzalatır. İşbu tutanak ile mahkeme huzurunda sulh anlaşması yapılmış olur ve bununla İİK m.38 anlamında ilamlı takip yapılabilir. Lakin boşanmada burada ayrık bir durum/düzenleme mevcuttur:
4721 S.K. m.184/5 mucibince: "Boşanma veya ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin anlaşmalar, hakim tarafından onaylanmadıkça geçerli olmaz."
Yani boşanmanın fer'i sonucuna ilişkin bir anlaşma varsa; bunun "sulh anlaşması olarak" geçerli kabul edilebilmesi için ayrıca hakimin onayı elzemdir.
Şimdi, foruma eklenen karara dönecek olursak: Yargıtay kararında: "...Bunun dışında kalan çocukların velayetine, çocuklarla kişisel ilişki kurulmasına, maddi ve manevi tazminata ve yargılama giderlerine ilişkin maddeleri ise açıkça ve ayrıca boşanma ilamının hüküm kısmında gösterilmiştir. Bu hal ve tarafların yargılamadaki beyanları dikkate alındığında protokolün mahkemece uygun bulunduğu.."demektedir ki; zaten sizin eklediğiniz yargıtay kararlarıyla işbu yargıtay kararı arasında bir çelişki bulunmamaktadır
Yani hüküm fıkrasında boşanmanın fer'i sayılan hususlar açıkça ve ayrıca hükme bağlanmıştır.
Neticeten boşanmanın fer'i sonuçlarına ilişkin maddi külfet söz konusu ise bunun sulh anlaşması olarak değerlendirilip İİK m.38 mucibince ilamlı takibe konu edilebilmesi için hakimin tasdiki şartının gerçekleşmiş olması; boşanmanın fer'i sonuçları dışında bir maddi külfet söz konusu ise kanuni düzenlemeye uygun bir mahkeme huzurunda sulh anlaşması söz konusu ise ancak o zaman İİK m.38'e göre ilamlı takibe konu edilebileceği ve somut durumunuzu yukarıdaki şartlar muvacehesinde değerlendirmeniz gerektiği kanaatindeyim.
Saygılar...