06-03-2012, 11:01
|
#8
|
|
Aşağıdaki kararda "aynı oranda indirim" gibi bir ifade geçiyor ama bence de bu indirim noktasında hukuk hakimi, ceza hakiminin tahrik için belirlediği oranda bir indirimi kusur oranı olarak belirleme zorunluluğu olmamalı. kusur ve haksız fiil kavramları ile ceza hukuku kavramları birebir karşılık olarak görülmemesi gerektiğini düşünüyorum.
T.C.
YARGITAY
10. HUKUK DAİRESİ
E. 2002/4182
K. 2002/4445
T. 20.5.2002
• RÜCUAN TAZMİNAT ( Tabancayla Yaralanan Sigortalı İşçi İçin Yapılan Harcamalar Üzerine Uğranılan Kurum Zararı )
• HAKSIZ TAHRİK NEDENİYLE HÜKMEDİLEN MİKTARDAN İNDİRİM YAPILMASI ( Zarar Gören Kişinin Haksız Tahriki Sonucu Olayın Meydana Gelmesi )
• TAZMİNAT MİKTARININ İNDİRİLMESİ ( Zarar Gören Kişinin Haksız Tahriki Sonucu Olayın Meydana Gelmesi Nedeniyle )
506/m.26
765/m.51
818/m.43
ÖZET : Haksız tahrik nedeniyle hükmedilen miktardan, Türk Ceza Kanunu 51/2 maddesine dayalı olarak 2/3 oranında indirim yapılması Borçlar Kanununun 43. maddesinin gereğidir. Zira zarar gören kişinin haksız tahriki sonucu olay meydana geldiğine göre tazminat miktarının bu oranda düşülmesi Dairemizin yerleşmiş içtihadıdır.
DAVA : Davacı, tabancayla yaralanan sigortalı işçi için yapılan harcamalar üzerine uğranılan Kurum zararının rücuan ödetilmesini istemiştir.
Mahkeme,ilamında belirtildiği şekilde isteği hüküm altına almıştır.
Hükmün, taraflar Avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Hatice Kamışlık tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü:
KARAR : Haksız tahrik nedeniyle hükmedilen miktardan, Türk Ceza Kanunu 51/2 maddesine dayalı olarak 2/3 oranında indirim yapılması Borçlar Kanununun 43.maddesinin gereğidir. Zira zarar gören kişinin haksız tahriki sonucu olay meydana geldiğine göre tazminat miktarının bu oranda düşülmesi Dairemizin yerleşmiş içtihadıdır.
Öte yandan, vekaletname davalı Ali adına düzenlenmemiştir. Mahkemenin bu vekaletname kapsamına göre davalılar vekilinin, davalı Ali Kaleyıkan'ı temsile yetkili olmadığı gözetilmeden yargılamaya devamla karar vermiş olması da isabetsizdir.
Mahkemece yapılacak iş; Ali Kaleyıkan adına vekaletname ibraz edilmesini,babası diğer davalı Rasim'den istemek ve vekaletname ibraz edilmesi halinde yargılamaya devamla yukarıda değinilen esasa ilişkin bozma doğrultusunda bir karar vermek, Ali adına vekaletname ibraz edilemezse bu taktirde davalı Ali'nin velisi Rasim'in iştirakiyle davaya devam ederek,bir hüküm kurmaktan ibarettir.
Mahkemenin yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda yargılama yaparak karar vermesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 20.5.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
|