Siz bilmezsiniz beni. Ayrık otu gibiyim, kazındıkça köküm, yeniden ve daha gür filizlenirim. Yemyeşil, canlı ve parlak.
 
  Oyun hamuru gibi hayat, ez, büz, yeniden yap, şekillendir.
 
  Yap-boz gibi hayat, parça kaybetme yeter. 
 
 
  Önemsenen önemsiz şeyleri önemsemem.
 
  Değerlilerim vardır da kimseler bilmez.
 
  Kötü mü bilirsiniz beni, umrumda değil, demek ki haketmişsiniz o yüzümü. 
 
  Bir türlü öğrenemedim;
 
-Arkadaş satmayı
 
-Yalan söylemeyi
 
-Yalakalık yapmayı...
 
Cahilliğime verin.
 
 
 E ben biliyorum kendimi, iflah olmam ben.
