 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Ömer Güntay |
 |
|
|
|
|
|
|
Bence değildir. Öncelikle HMK.322/1 hükmü dikkate alınmalıdır.
Sonrasında, HMK.m.240/2'ye dikkat edildiğinde ve bu hüküm m.318 ve 320 ile birlikte ele alındığında, dava dilekçesinde vakıaların belirtilmesi ve tanık deliline dayanılmış olunduğunun ifade edilmesi yeterlidir. Tanıkların sayısını belirtmek de zorunlu değildir.
Ön inceleme de tahkikat işlemleri zımnında işte tanıklarınızın celbine dair bilgileri verebilirsiniz.
Bu hususta son olarak, gider avansı tarifesinin 4. maddesi hükmü de yol gösterici olup, buradan dahi tanığın isim, adres ve sayısının dava dilekçesinde belirtilmesinin aranmadığı, tanık deliline dayanıldığının belirtilmesinin kafi olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.
Saygılar.
|
|
 |
|
 |
|
Gider avansı tarifesinin 4.maddesi; yasadan daha açık
Yeni HMK da tanık (Tarife sayesinde tanık sayısı hariç, ki bu konuda da 50 değişik içtihat çıkar ki; İBK na kadar sürünürüz birlikte) isim ve adreslerinin dava/yanıt dilekçesinde belirtilip belirtilmemesi gerektiği konusunda açıklık yok, bu yönüyle eksik ve yamaya ihtiyaç duyduğunu düşünüyorum.
Hayır riske girmeyelim diye yeni yasa sonrası açtığım tüm davalarda dava/yanıt dilekçelerime tanık isim (Ve hatta adreslerini) müvekkillerime şart koşuyor ve ekliyorum. Tanık delili diyerek adet bildirmek yetecekse -neredeyse eskisi gibi-, hiç sıkıntıya girmeseydik ve girmeyelim de yani.
Gider tarifesi aracılığıyla bu neticeye varmış olsak da, ilk dilekçelerde belirtilme zorunluluğu olmaması bence kanunun değiştirilme (Yargıyı sürüncemede bırakmayı önleme/hızlandırma) amacına ters. Yine bildirilmez veya geç bildirilir isimler; en az iki celse kazanılır. (2 celse=6 ay

)
Saygılarımla...