|
|
|
|
Sn. Öznur Hanım, Somut olayda borçlunun imzasını taşıyan ve borç ikrarını içeren bir belge alacaklı tarafından sunulmuş değildir.Olayda alacaklının sözleşme ve faturalara dayalı olarak genel haciz yolu ile takip yaptığını düşündüğümüzde Fatura İİK'nın 68. maddesinde yazılı mücerret borç ikrarını gösterir belge niteliğinde değildir. ayrıca TTK nın 23. maddesinde süresinde içeriğine itiraz edilmeyen faturanın İİK.'nın 68/1 maddesinde sayılacağına ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır. Borçlu tarafından, fatura içeriği ve takip konusu borçla ilgili hukuki ilişki de kabul edilmediğine göre alacaklının faturaya dayalı olarak takibi devam ettirmesi ve itirazın kaldırılmasını talep etmesi yerinde olmayacaktır.
saygılarımla...
|
|
 |
|
 |
|
Sayın av_alem,
Öncelikle ilginiz ve cevabınız için teşekkür ederim.
Somut olayda aacklı tarafça icra takibinin mesnedi olarak "cari hesaba dayalı alacak" gösterilmiştir.
Bu takibe itiraz edilmesi halinde ben de, itirazın kaldırılması değil itirazın iptali davası açılacağını düşünüyorum. Mesele, böyle bir itirazın iptali davasında sadece aracın ruhsat sahibi olması, müvekkili bağlayıcı nitelik arz eder mi ve itiraz iptal olur mu? Zira aracın yetkili serviste işlem gördüğü kuşkusuzdur. Ama bu işlem neticesi ödenmesi gereken bedelden aracın ruhsat sahibi olan ve fakat servis işleminin yapılması yönünde bir talimatı vs. olmayan müvekkilin sorumlu tutulup tutulamayacağı kafama takılan husustur.