|
Açacağınız menfi tespit davasında tahliyeyi ancak kesin deliller ile kanıtlayabilirsiniz, onun dışında yemin delilini elinizdeki ispat aracı olarak kullanabilirsiniz.
T.C.
YARGITAY
3. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/163
K. 2006/2414
T. 14.3.2006
• KİRALANANIN İZİNSİZ TAHLİYESİ ( Kira Akdinin Süresi Bitmeden Taşınmazın Tahliyesi Konusunda Davacı Kiralayanın Muvafakatının Bulunduğu Hususunun İspat Yükü Davalı Kiracıya Ait Olduğu )
• SÖZLEŞMENİN BİTİMİNDEN ÖNCE İZİNSİZ TAHLİYE ( Davacı Kiralayanın Muvafakatının Bulunduğu Hususunun İspat Yükü Davalı Kiracıya Ait Olduğu )
• İSPAT YÜKÜ ( Davalının Yemin Deliline Dayandığının Anlaşılması Karşısında Mahkemece Davalı Tarafa Yemin Teklif Etme Hakkının Bulunduğu Hatırlatılması Gereği )
818/m.252
1086/m.428
ÖZET : Kira akdinin süresi bitmeden taşınmazın tahliyesi konusunda davacı kiralayanın muvafakatının bulunduğu hususunun ispat yükü davalı kiracıya ait olup, davalının da yemin deliline dayandığının anlaşılması karşısında, mahkemece davalı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu ( tahliye konusunda davacının muvafakatının bulunup bulunmadığına ilişkin ) hatırlatılarak, varılacak sonuç dairesinde uygun bir karar verilmesi gerekir.
DAVA : Dava dilekçesinde 3.431.000.000 liralık takibe vaki itirazın iptali ile %40 inkar tazminatının parasının gününden başlayarak aylık lira olarak tesbiti istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
KARAR : Davacı vekili dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olarak oturduğunu, ancak taşınmazı habersizce tahliye ettiğini, taşınmazın ancak 5 ay sonra kiraya verilebildiğini, bu döneme ilişkin kira alacaklarının tahsili amacı ile İcra takibi yaptıklarını, davalının ise bu takibe itirazda bulunduğunu beyan ederek, itirazın iptali ile %40 inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı savunmasında, kira sözleşmesinin karşılıklı olarak feshedildiğini, tahliyenin davalının rızası ile gerçekleştiğini ve tahliye edilen tarihe kadar da tüm kira borçlarını ödediklerini ifade etmiştir.
Mahkemece, tanık beyanlarına dayanılarak evin, davacının bilgisi dahilinde tahliye edildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, taşınmazın tahliye edildiği konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmamaktadır. İhtilaf, taşınmazın davacı kiralayanın muvafakatı ile tahliye edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.
Davalı, kira akdinin süresi bitmeden taşınmazın tahliyesi konusunda davacı kiralayanın muvaffakatının bulunduğunu ileri sürmekte, davacı ise bu hususu reddetmektedir. Yargılama sırasında dinlenilen davalı tanığı apartman görevlisi de çelişkili beyanlarda bulunduğundan, ifadesine itibar edilmesi mümkün görülmemektedir.
O halde olayda ispat yükü davalı kiracıya ait olup, davalının da yemin deliline dayandığının anlaşılması karşısında, mahkemece davalı tarafa yemin teklif etme hakkının bulunduğu ( tahliye konusunda davacının muvaffakatının bulunup bulunmadığına ilişkin ) hatırlatılarak, varılacak sonuç dairesinde uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanlış gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
|