20-02-2012, 23:54
|
#65
|
|
10 değil 1000 tane kurulsa azdır. Her evden bir hukukçu değil 2-3 hukukçu çıksa keşke. Bilgi paylaştıkça çoğalır, tartıştıkça doğrusu bulunur. Eli kalem tutan, beyni düşünen insanlardan neden korkarız ki? Yoksa birileri mesleğimizi elimizden alacak diye mi korkuyoruz ya da ben büyük kalmalıyım düşüncesi mi?
Hukuk, insanlara sahip olduğu hakları ve bu hakları nasıl koruyacağını öğretir.
Bir niteliktir gidiyor. Nedir nitelik? Prof.Doç.gibi ünvanlar mı?
Yoksa sağ-sol grupların çatıştırılabileceği kadar bahçesinde akasya ağaçları, piknik masaları olan kampüsler mi? Bırakınız insanlar okusun. Haklarını öğrensin. Hatta çevresindeki insanlara öğretsin. Öğrensin öğretsin ki toplumun her kesiminden fikirler çıksın. Farklı fikirlerle ancak doğru yola ulaşılabilir. Öğrensin öğretsin ki hukukun ne kadar önemli olduğunu öğrenerek yetişsin yeni nesiller. İnsanların adaleti ihkak-ı hakla değil devlet gücüyle en kısa sürede alabileceğini öğrensin ve adalet sistemini buna göre oluştursun gelecek nesil. Bugün yargıda yaşanan sıkıntıları yaşamasınlar. Nedir bu bencillik anlayamadım ki?
Sonuçta ortada bir pasta varsa bu bir şekilde paylaşılacaktır. Bu da serbest piyasa koşullarına göre, rekabet düzeyinde gerçekleşecektir. İyi olmayan gidecektir diğer serbest mesleklerde olduğu gibi. Bu memurcu zihniyeti bırakalım lütfen.
Bugün yargının, yasamanın hali ortadadır. Nitelikli denilen fakültelerden mezun olan hukukçulardır onlar. Medyada yargı ile ilgili yayınlanan haberlerin büyük çoğunluğu, yanlış yargı kararları, uzun süren yargılama sürelerinden doğan tahliyeler gibi konulardır. Çoğu zaman ayaklar altına alınmaktadır hukuk manşetlerde, 2-3 günlük köşe yazarlarının dillerinde. Türkiye bu noktaya 3-4 hukuk fakültesi ile gelmiştir. Hep o bilgili, nitelikli fakültelerin yetiştirdiği hukukçulardır onlar. Yargıdan Yasamasına kadar. Bundan dolayı her eve 2-3-5 hukukçu..
|