11-02-2012, 17:13
|
#1
|
|
TTK 83/2 Maddesi ve icra inkar
TTK 83/2 Maddesi gereği defterlerin incelenmesi ve dolandırıcılık :
Merhaba Sayın Meslektaşlarım,
İşin içinden çıkamadığım bir icra takibi ve bununla açılmış itirazın iptal davası var . Bu konuda değerli görüşleriniz ve deneyimlerinizi benimle paylaşırsanız memnun olurum.
Beş yıl öncesin de İki şirket ticari ilişki içinde bulunuyorlar . A şirketi kesmiş olduğu fatura bedellerini B ( müvekkilim ) şirket banka yolu ile gönderiyor. Ama A şirket son kesmiş olduğu fatura bedelinin ödemesini Malzeme aldığı 3. Bir şirkete ödenmesini B şirketinden istiyor. Antetli ve imza kaşeli bir talimat ile bu ödemenin yapılması için B şirketinden talepte bulunuyor.
B şirketi muhasebe müdürü bu talimatı alınca 3. Şirket yetkilisine ödemeyi yapıyor. 3. Şirket yetkilisi de bu ödemeyi kendi banka hesaplarına yatırıyor dekontu B şirket yetkilisi muhasebe müdürüne veriyor .
Ayrıca bu ödemeyi A şirketine kesmiş olduğu xx numaralı fatura karşılığı aldığını imzalı bir protokol yaparak teslim ediyor.
Aradan 4 yıl 11 ay geçtikten sonra A şirket yetkilisi B şirket aleyhine icra takibi başlatıyor .
B şirketi icraya itiraz ediyor ve A şirketinin açmış oldğu icra inkar davasına delillerini mahkemeye sunuyor.
Mahkemede A şirket yetkili avukatı önce 3. şirket hesabına yatırılan paranın kendi müvekkillinin bankaya yatırdığını söylüyor Bunun üzerine bankadan bilgi istenince bu paranın 3.Şirket yetkilisi kendi hesaplarına yatırdığı ortaya çıkınca A şrket Avukatı bu konunun dava ile ilgili olmadığını ileri sürüyor.
A şirket avukatı daha önce B şirketine müdürünün vermiş olduğu talimatı inkar ederek kendilerine ait olmadığını ileri sürüyor.
A şirket avukatı ayrı bir celsede de TTK nın 83/2 maddesine dayanarak B şirketinin defterlerini delil gösteriyor.
B şirketi defterlerini mahkemeye veriyor ve mali müşavir bilirkişi incelemesinde defterlerden bazıları noter kapanışları olmadığı için defter sahibini aleyhine delil kabul edilerek ilk bilir kişi; defterlerde borcun olmadığını ama bu yapılan ödemenin banka dekontu ile ispatı gerektiği , yapılan 3.kişi ödemesinin başka bir şey olduğunu ifade ederek B şirketin sonuçta borçlu olacağını savunarak B şirket aleyhine rapor veriyor.
Ben bu olaydan sonra davaya dahil oldum ve mahkemede bilirkişi raporuna itiraz ettim . Mahkeme de yeniden bir hukukçu ve grafolog bilirkişi olarak atanmasına karar verdi.
Ben A şirket yetkilisi ile yüzyüze görüşmemiz de aslında bir alacağının olmadığını ama bu parayı mahkeme yolu ile alarak güzel bir şekilde harcayacağını ifade etti.
Kesin B şirketinin borçlu olmadığı halde haksız bir ödeme yapmasına vicdanım el vermiyor.
Ayrıca 2 yıl önce A şirket ve B şirket müdürleri başka bir şahsi borç /alacak davaların da A şirket yetkilisi B (müvekkillim) şirketi yetkilisine borucu olmadığını ve A ile B şirketlerinin "kendi aralarında mahsuplaşarak borçlarını kapattığını" imzalı beyanı ile mahkemeye vermiş .
Şu andaki icra inkar davasında da bu belge delil olarak gösterilmiş.
A şirket müdürü görüşmemizde B şirket muhasebe müdürüne orijinal talimat vermediğini renkli fotokopi ( yada sahte ) “ Bunu açıkça söylemedi “ olduğunu ve bu belgeyi inkar ettiğini söyledi.
Ayrıca mahkemede 3.şirket yetkilisinin şahit olarak dinlenmesini talep ettim mahkeme değerlendirmedi . 2 yıl öncesi ortaklar şahsi borç/alacak davasındaki A firma yetkilisinin kendi imzası ile başka bir mahkemeye vermiş olduğu "Şirketlerimiz mahsuplaşmıştı borcumuz yoktur. " yazısını dikkate almadı .
İlk duruşmada A şirket Avukatı 3. şirket hesabına önce parayı kendisi yatırdığını söylemişti sonra bu konunun dava ile ilgisi olmadığını ifade etti. Ayrıca defterlerini de 83/2 ye dayanarak mahkemeye sunmadı .
Acaba müvekkillim haksız olarak bu parayı ödememesi için, bu dava sürerken nitelikli dolandırıcılık davası mı açsam ? yada bundan sonra takip etmem gereken yol ne olmalı.
Saygılarımla
|