|
|
|
|
Merhaba Mert Bey, mali sonuçlardan kastın mal paylaşımı olmadığı sonucuna nasıl vardınız? Mali sonuçlar sadece nafaka ve tazminata ilişkin değildir diye düşünüyorum.
Yargıtay 2. HD'nin 26.02.2008 tarih ve 2007/5277 E. 2008/2323 K. sayılı kararında "Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanununun 166 maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır." demiştir. Bu ifadenin geçtiği sayısız Yargıtay kararı bulunmaktadır.
Mal paylaşımı davası açma hakkının saklı tutulmasının, bu yönde bir dava açılmasına gerekçe oluşturmayacağını düşünüyorum.
115. maddeye göre ise Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder hükmü gereğince alınan tedbir kararı dayanaksız kalacaktır.
İyi günler...
|
|
 |
|
 |
|
Öncelikle ilginiz için teşşekürler.
"Anlaşmalı boşanmada mali konulardan maksat, boşanmanın eki niteliğindeki maddi manevi tazminat, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakasıdır.Bu konudaki anlaşmalar eşler arasındaki mal rejimi, alacak ve borç ilişkisinin tasfiyesini kapsamaz. Tabii tarafların bu konularda ayrıca anlaşmasını engelleyen bir kural yoktur." Ali İhsan Özuğur'un Boşanma davaları adlı kitabından alıntı.
Bunun haricinde bir kaç başka kaynakta da boşanmanın mali sonuçlarından kastedilenin mal rejimi olmadığını görmüştüm. Lakin sizin mesajınızdan sonra kafam iyice karıştı
