|
T.C. YARGITAY
10.Hukuk Dairesi
Esas: 2010/1630
Karar: 2010/6383
Karar Tarihi: 03.05.2010
ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASI DAVASI - ÖLÜM AYLIĞI BAĞLANMASINA HAK KAZANILIP KAZANMADIĞININ USULÜNCE ARAŞTIRILMASI GEREĞİ - KARARA ESAS ALINAN YASA HÜKMÜNÜN ELDEKİ DAVAYA UYGULANAMAYACAĞI
ÖZET: Mahkemece, davacının ölüm aylığı bağlanmasına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eldeki davada uygulanma imkanı olmayan ve boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocuklara bağlanmış olan gelir ve aylıkların kesileceği hükmüne dayanılarak karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
(506 S. K. m. 67, 68) (5510 S. K. m. 56, Geç. m. 1)
Dava: Dava, ölüm aylığı bağlanması istemine ilişkindir.
Mahkeme, davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacının avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi Mustafa Arınmış tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Karar: 08.06.2008 tarihinde vefat eden babası A. E. üzerinden, 17.06.2008 tarihinde yaptığı yazılı başvuru ile ölüm aylığı bağlanmasını isteyen; 03.07.1996 tarihinde boşanan davacının, yürütülen yoklama memuru soruşturması sonucu, boşandığı eşi ile fiilen birlikte yaşadığının tespit edildiği ve bu durumun ölüm aylığı bağlanmasına engel teşkil ettiği gerekçesiyle isteğinin reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Öngördüğü istisnalar dışında, 01.10.2008 tarihinden itibaren yürürlüğe giren 5510 sayılı kanunun malullük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri başlıklı geçici 1. maddesindeki; <17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı kanunlara göre bağlanan veya hak kazanan; aylık, gelir ve diğer ödenekler ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı kanunun 1. maddesine göre ödenmekte olan ek ödemenin verilmesine devam edilir. Bu gelir ve aylıkların durum değişikliği nedeniyle artırılması, azaltılması, kesilmesi veya yeniden bağlanmasında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümleri uygulanır.> düzenlemesi uyarınca davanın 506 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde sonuçlandırılması gerektiği belirgindir.
506 sayılı Kanunun, Eş ve çocuklara aylık bağlanması başlıklı 68. maddesi; <Ölen sigortalının aylık bağlanmasına hak kazanan kimselerine aşağıdaki hükümlere göre aylık bağlanır.
I-) Ölen sigortalının 67. madde gereğince tespit edilecek aylığının;
C-) Çocuklardan:
a-) 18 yaşını, ortaöğrenim yapması halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim yapması halinde 25 yaşını doldurmamış olan veya çalışamayacak durumda malul bulunan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmalarından dolayı gelir veya aylık almayan çocuklarla yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan ve Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocukların her birine % 25'i, ... oranında aylık bağlanır……
VI-) Sigortalının kız çocuklarına bağlanan aylıklar, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi işlerde çalışmaya buralardan gelir veya aylık almaya başladıkları veya evlendikleri tarihi takip eden devre başından itibaren kesilir. Aylığın kesilmesine yol açan sebebin ortadan kalkması halinde I inci bölümün (C) fıkrası hükmü saklı kalmak şartıyla, bu tarihten başlanarak yeniden aylık bağlanır. Ancak evliliğin son bulması ile kocasından da aylık almaya hak kazanan kimseye bu aylıklardan fazla olanı ödenir.> düzenlemesini içermektedir.
Hal böyle olunca Mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan 506 sayılı Kanun çerçevesinde davacının ölüm aylığı bağlanmasına hak kazanıp kazanmadığına ilişkin araştırma ve inceleme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; 5510 sayılı Kanunun, eldeki davada uygulanma imkanı olmayan 56. maddesindeki; <Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir.> hükmü dayanak alınarak eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
Sonuç: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.05.2010 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
|