 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Zamanakarsi |
 |
|
|
|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım!
Temyiz süresi de kaçırıldıktan sonra büroma gelen bir ceza davasında yargılamanın yenilenmesi yoluna gitmek istiyorum. ancak kabul edilebilirliği konusunda çekincelerim var. Fikirlerinize başvurmak gereği duydum.
Dava konusu su hırsızlığı. Kuruma ait tüm borç ödenmiş olduğu halde dava dosyasına borç için senetler yapıldığı ve ödenmediğine ilişkin kurum yazısı gelmiş. Tabi bundan önce sanığın savunması alınmış ve sanık nasıl olsa ödedim zannı ile dosyasını takip etmemiş yokluğunda 1 yıl 15 gün hapis cezası verilmiş. İhbar kağıdı ile tebliğ yapılmış ve muhtarlıktan tebligatı almasına rağmen kalan temyiz günlerini iski binasında dolaşıp sağa sola danışlmak gibi beyhude işlere harcayarak temyizi de süre yönünden kaçırmış.
Dosyaya gelen ödememe yazısı doğru şekilde gelse idi ve ödendiği söylense idi hem tck m168 etkin pişmanlık indiriminden hem de zarar ödeme koşulu gerçekleştiği için hükmün açıklanmasının geri bırakılması imkanından faydalanacak iken ikisinden de mahrum kalarak hapis cezası almış.
Kurum yazısının mahkemeyi yanıltmış olması ve tck 168 ile cmk 231 in uygulanmasına engel olması hali ile hiç hapis cezası uygulanmayacakken hapis cezasına mahkum olmuş olması yenileme için geçerli neden olarak kabul edilir mi. ?
CMK Madde 311 e) Yeni olaylar veya yeni deliller ortaya konulup da bunlar yalnız başına veya önceden sunulan delillerle birlikte göz önüne alındıklarında sanığın beraatini veya daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanması ile mahkûm edilmesini gerektirecek nitelikte olursa.
der iken
Madde 315 - (1) Kanunun aynı Maddesinde yer almış sınır içinde olmak üzere cezanın değiştirilmesi amacıyla yargılamanın yenilenmesi kabul edilemez. ifadesi açıkçası zihnimi kurcalıyor.
Bu konuda yorumlarınıza ve bilginize ihtiyacım var . Saygılarımla
|
|
 |
|
 |
|
Madde Gerekçesi:
MADDE 311.- Yargılamanın yenilenmesi, kesinleşmiş hükümlere karşı kabul edilmiş olağanüstü bir kanun yoludur. Böylece hükümlerdeki maddî soruna ilişkin fiilî hataların giderilebilmesine olanak sağlanmıştır.
Tasarı, hükümlülerin lehine olan yargılamanın yenilenmesi nedenlerini geniş, aleyhine olan nedenleri ise 1412 sayılı Kanundan daha da dar olarak düzenlemiştir. Bazı Batı kanunlarında aleyhte olarak yargılanmanın yenilenmesi, esasen kabul edilmemektedir.
Yargılamanın yenilenmesi nedenleri maddede beş bent hâlinde gösterilmiştir. Bu nedenler şunlardır:
1. Duruşmada kullanılan ve mahkemenin ispat, nitelendirme veya cezayı belirlemede dayandığı, böylece hükmü etkileyen bir belgenin sahteliğinin anlaşılması;
2. Yemin verilerek dinlenmiş bir tanık veya rapor düzenlemiş bir bilirkişi veya tercümanın hükümlü aleyhine kasıt veya ihmal ile gerçeğe aykırı tanıklık veya bilirkişilik veya çeviri yaptığının belirlenmesi;
3. Hükümlü tarafından doğrudan ve onun yönlendirdiği bir kişi aracılığıyla neden olunması hâli ayrık, hükme katılan hâkimlerden birinin, aleyhine ceza kovuşturmasını ve bir cezayla hükümlülüğünü gerektirecek nitelikte görevini yerine getirmede kusurlu olması;
4. Ceza hükümlülüğü hukuk mahkemesinin bir hükmüne dayanılarak kurulmuş, ancak hukuk mahkemesinin bu kararının yeni ve kesinleşmiş bir hükümle ortadan kaldırılmış bulunması;
5. Hüküm verildiği tarihte mahkemece bilinmeyen, yalnız başına veya önceden sunulmuş delillerle birlikte göz önüne alındıklarında hükümlünün beraatini veya hakkında daha hafif bir cezayı içeren kanun hükmünün uygulanmasını gerektiren yeni olay veya delillerinin ortaya çıkması.
6. Ceza hükmünün İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması. Hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi için maddede sayılan ilk beş neden bakımından bir süre öngörülmemiş olmasına karşılık, (6) numaralı bentte sayılan neden yönünden başvuruda bulunma süresi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren hak düşürücü süre niteliğindeki bir yılla sınırlandırılmaktadır. Bu süre, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 44 üncü maddesi anlamında kararın kesin nitelik kazandığı tarihten itibaren işlemeye başlayacaktır.
------------------------------------------------------
MADDE 315.- Yargılamanın yenilenmesi ancak kesinleşmiş hükümlere karşı olanaklıdır ve adaletin gereğini yerine getirmek maksadını güttüğü için, aslında kesin hüküm kavramına aykırı nitelikteki bu kurum kabul edilmiş bulunmaktadır. Bu nedenle bir hükme karşı gidilebilecek veya hatanın giderilmesini sağlayacak başka bir yol varsa yargılamanın yenilenmesinin istenemeyeceği kabul edilmiştir.
Aynı nedenle,
fiil ve niteliği değişmedikçe buna uygun kanun hükmünde öngörülen alt ve üst sınırlar içinde yer alan cezanın değiştirilmesi, artırılması veya eksiltilmesi için de yargılamanın yenilenmesi kabul edilmemiştir.