Mesajı Okuyun
Old 23-01-2012, 14:52   #8
serhattugral

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Ama benim kaçırdığım başka alan var mı, sizden öğrenmek isterim.
Sayın Meslektaşım;
Yazdıklarımı okuduğumda sanki benim bunları layıkıyla yaptığım gibi bir sonuç çıkmış ki, zinhar böyle değil!
Ama şunu söyleyebilirim: İç piyasa daraldığında dış piyasaya açılmak her zaman kazandıran bir yöntemdir. Başlangıçta iç piyasa fiyatının altında çalışsanız bile zamanla oluşturacağınız pazarda fiyatı da kontrol etme şansına sahip olursunuz. Bunu bir çiçeğin tohumlarını saçması ve fakat bunlardan sadece çok küçük bir kısmının yeni çiçekler olarak yetişmesi ile de ilişkilendirebilirsiniz.
2007 yılında katıldığım bir avrupa gezisinde Türkiye'de çoğu zaman bedavaya sunduğumuz (hatta hizmet olarak bile görmediğimiz) birçok hizmetin (-ki biz hizmeti hep karşı yandan paramı tahsil et içinden de hakkını al, ama masrafına da karışmam şeklinde algılayan kuşak içinde yetişmiş idik) Avrupa'da para karşılığında yapıldığını keşfettim. Bu, bir karara apostil alınmasından tutun, yabancı mahkeme ilamının tanıma tenfizine, cezaevinde yatan bir hükümlünün periyodik ziyaretine varan bir çok işlemi içeren geniş bir alan idi. (Burada hayal gücünüze müdahale etmek istemem) Dolayısıyla bu hizmeti İHRAÇ etmeye karar verdim. Yaklaşık 5 yıllık süreç içinde şu an küçük ölçekli/yerel bir Alman bankasının Türkiye'deki avukatlığını yapıyorum. Aynı şekilde Stuttgarttaki orta ölçekli bir hukuk bürosu ile oldukça verimli bir işbirliğimiz var. Bu zamana değin bu alanda elbette ki bir çok başarısız (:hakkımı alamadığım) işler de yaptım ama bunları hep çiçeğin bir taşa/kayaya düşmüş tohumlarına benzettim.
Okuduğum bir yazıda Japonya'nın 2. dünya savaşı sonrası ekonomik patlama yapmasının temelinde "çantasının içine tıkıştırdığı bir kaç parça kişisel eşyasıyla dünyayı dolaşmaya çıkan japon girişimcilerin etkisi asla yabana atılamaz" diyordu. Avrupanın lüks otellerinde, pahalı yeme içme yerlerinde gezmeden de güzel bağlantılar kurulabilir. Başta Mercedes'in ya da BMW nin işlerini alamazsınız ama, hemşehri derneklerini, çeşitli eksenler etrafında buluşmuş yerel örgütleri, Türk meslektaşları ziyaret ederek çok faydalı bağlar kurabilirsiniz.
Analizi doğru yapılıp doğru yer ve kişilerle temasa geçildiği taktirde hukuk hizmeti ihraç etmenin oldukça yararlı bir yöntem olduğu kanaatindeyim. Şayet dil problemini çözerseniz gelişen internet ve bilgi teknolojileri ile tüm dünya bir anda hitap ettiğiniz bir pazara dönüşebilir. Dil problemini çözemez isek en azından ilk adım yukarıda anlattığım yöntemle hedef kitleyi belirleyebilirsiniz.
Yazımın içinde pek çok ekonomi terimi kullandığımın (analiz/potansiyel/ihracat/pazar/piyasa/fiyat) farkındayım. Ancak günümüz dünyasında bu kavramları da nazara almaz isek daha çok yazıklanırız.