Nail Güreli, "Onuncu ses", Milliyet:

"Türkiye’de adaletin tarihi yazılıyor." (18.01.2012)

*

“Yargı neyin nesi? Hak hukuk adalet arayışlarının düğümlendiği ve de çözümlendiği varsayılan son kapı.
Et kokarsa tuz var ya; hak hukuk adalet çiğnendiğinde de yargı var; özgür ve bağımsız yargı...

Yargı ne âlemde derseniz; ellerinizden öper deriz”
(22.12.2011)

*
“Büyüklerimiz iki şeyi söyleye söyleye iyice kafamıza soktular:
1- Yargılamalar uzun sürüyor.
2- Geciken adalet adalet değildir.” (21.09.2011)

*
“İlçelerde görkemli adalet sarayları yaptık. İstanbul Adalet Sarayı’nın Avrupa’da benzeri olmadığını söyleyerek övünüyoruz.
Dış görünüş, yani biçim yönünden haklı olabiliriz.
Ya özde?
Adaletin, hukukun neresindeyiz?
İşte orada polisiyle, adliyesiyle, medyasıyla sınıfta kalıyoruz.
Eski adliye binalarında insani ilişkilerin sıcaklığı ve adalet kavramına güven vardı.
Şimdi “konforlu” binalar, insanı öğüten bir değirmen.
Yapısal değişimdeki bu biçim-öz çelişkisi, adalet ve hukuk olgusunda da geçerli.” (10.05.2011)

*
“Adalet mi? Nasıl ulaşacaksınız adalete?” (22.02.2011)