Sn Karabulut,
Söylediğiniz gibi ben de kefaletin ayrı bir olgu olduğunu düşünüyorum fakat taşınmazın aile konutu olması sebebiyle eşin rızası alınması gerekirken rızasının aksine bir şekilde ipotek alınmıştır ve bu ipotek tesisi işlemi sakat doğmuştur. Şahıs başkasının borcu için teminat olarak ipotek vermiş ve kefalet ipotek sözleşmesiyle aynı sözleşmenin içerisinde dile gelmiştir. Şimdi ipoteğin iptal edilmesi ve taşınmaz üzerindeki ipotek kaydının silinmesi ile yine de sözleşme kefalet açısından geçerlidir demek için verdiğiniz yargıtay kararları sanki biraz havada kalıyor gibi. Demem o ki o kararlarda ipotek ödenerek çözülüyor ya da kefile takip tartışılıyor. Bizim olayımızda ipotek işlemi tamamen ortadan kalkıyor. Kefaletin ipoteğe bağlı olduğu gibi bir sonuç çıkarabilir miyiz acaba?
|
|
|
|
Bu soruya net bir cevap verebilmek için aldığınız mahkeme ilamının hüküm kısmını buraya yazmnız gerekir ki, net bir sonuca varabilelim sayın meslektaşım.
|
|
 |
|
 |
|
Sn Sborten
Mahkeme hükmü şu şekilde:
Davacının davasının kabulü ile x ili x ilçesi... bağımsız bölüm üzerine davalı banka tarafından 01.09.2006 tarihinde konulan ipoteğin KALDIRILMASINA, aynı taşınmazın kaydına aile konutu ŞERHİNİN KONULMASINA...