Mesajı Okuyun
Old 11-01-2012, 13:50   #2
kapgan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Doğuhan
Tüm meslektaşlarıma öncelikle saygılarımı sunuyorum.
Sorum uzun ve içerisinde birden çok hukuki müesseseyi barındırıyor. Konuya gelince tarafımızca açılan bir tazminat davası neticesinde talebimiz üzerine mahkemece davalının, taşınmazını 3.kişilere devir etmesini önlemek amacıyla ihtiyati tedbir şerhi koymuştur. Tesadüf ki! 3.kişi tarafından, tedbire konu ettiğimiz taşınmaza ilişkin, tedbirden 3 gün sonra noterde geçmiş tarihte yapılan bir satış vaadi sözleşmesine istinaden davalı aleyhine tapu iptal ve tescil talepli dava açılmış bizim tedbir koydurduğumuz taşınmazın üzerine ihtiyati tedbir konulmuştur. Tazminat davamız sona ermiş: mahkemece tazminat talebimiz kabul edilmiştir. Tarafımızca ilamlı icra takibine başlanılmış; tedbire konu taşınmaza haciz konulmuştur. Davalı-borçlu aleyhine açılan diğer davada bizim haczimizden kısa süre sonra sonuçlanmış; mahkemece borçlumuz adına olan tapunun iptaline, taşınmaz üzerinde yer alan tedbirimiz ile birlikte davacı adına tesciline karar verilmiş: karar kesinleşmiştir. Olayda daha birçok hadise meydana gelmiş olmasına karşın işin özünü anlatmaya çalıştım. Taşınmaz halen takip borçlumuz adınadır. Siz sayın meslektaşlarımdan mümkünse fikirlerinizi almak istediğim soru olacak.
Taşınmazın satışını talep ettiğimizde İcra müdürlüğü tedbirleri koyan mahkemelerden tedbirlerin satışa engel teşkil edip etmeyeceğini soracaktır. Tedbirlerden biri tarafımıza ait olduğundan sorun olmamakla birlikte diğer tedbire ilişkin ilgili mahkeme taşınmazın aynından kaynaklandığından satışa engel teşkil ettiğini bildirecektir kanaatindeyim. Buna karşın mahkemenin tedbir şerhimiz ile birlikte tapunun iptal ve tescile karar vermesi, tedbirimizin önceki tarihli bir tedbir olması taşınmazın icra yoluyla satışını istememiz noktasında imkân sağlamaz mı?Sizce bu şartlar çercevesinde düşünülmesi gereken yol ne olmalıdır?

Merhaba,

Öncelikle belirtmek gerekir ki,her ne kadar Yargıtay da dahil,hukukçular arasında, açılmış bir davada, alacaklarını korumak maksadıyla karşı yanın malvarlığı üzerindeki lehe koruma kararı bana göre ve doktirindeki birçok görüşe göre ihtiiyati tedbir değil, ihtiyati hacizdir.Hatta bu kararı ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz şeklinde isimlendiren dahi olmuştur.Bu durumda sizin tazminat davanızdaki olayı ben ihtiyati haciz olarak adlandıracağım.

Tapu sicili alenidir.Bu nedenle önceki kayıtlar korunur.Yani önce gelenin diğerlerine de önceliği vardır.

Satış vaadi sözleşmeleri ise,taraflarını bağlar ve tapu siciline şerh edilmedikçe iyiniyetli üçüncü kişileri bağlamaz.

Bu durumda,icra müdürünün işlemini şikayet yahut yeni malikin istihkak iddiası karşısında bu konuyu mahkemede anlatmanız gerekecektir.

Konu ile ilgili :

15. HD. 12.9.1988 T. 1374/2782; 8.3.1985 T. 69/788; 13. HD. 10.2.1975 T. 693/814

14.HD. 08.04.2009 T., E: 2009/2988, K: 2009/4463