10-01-2012, 02:10
|
#37
|
|
Müvekkilin sadece kendisinin tasarruf yetkisine sahip olduğu, mal veya malvarlığı değerleri üzerinde, serbest olarak çalışan bir avukatın, haksız olarak tasarrufta bulunduğu durumlarda, zimmet suçunu işlemiş olabileceği düşünülebilir. Fakat Sn.BaharB' nin eklediği kararda, böyle bir durum, güveni kötüye kullanma suçu olarak nitelendirilmektedir.
Görevi kötüye kullanma suçunda mağdur, kamu veya kişidir. Zimmet suçu ve görevi kötüye kullanma suçunun mağdurlarındaki farklılık nedeniyle, Ceza Kanununa göre kamu görevlisi sayılan avukat, bu görevi nedeniyle, zimmet değil ancak görevi kötüye kullanma suçu işleyebilir.
Ceza Kanununda kamu görevlisi olarak tanımlanması nedeniyle, serbest çalışan bir avukatın zimmet suçu da işleyebileceğini varsayamayız.
Hukuki yardım almak isteyen kişinin, avukatlık ücretinin ne kadar olabileceğine dair ister bilgisi olsun ister olmasın, avukatın asli görevi kanuna ve meslek kurallarına uygun davranmaktır. Kanunla vekalet ücreti için bir üst sınır belirlendiğine göre, avukat buna uymalıdır. Kanunla belirlenmiş olan üst sınırın üzerinde yapılan bir sözleşme genel olarak, müvekkilin irade beyanı da bu yönde olduğundan, kabul edilebilirmiş gibi görünse de üst sınırı aşan miktarın geçerli olmayacağı Av.K 163/2 m ile hüküm altına alınmıştır.
Bu konuda müvekkil, ister şikayetçi olsun isterse kararlaştırılan ücreti ödemesin kararlaştırılan ücretin kanunla belirlenen tavan sınırı aşan kısmından sorumlu tutulamaz.
Sorulan somut olayda da kararlaştırılan ücret, miktar açısından kanuna aykırıdır. Ancak şartları varsa yani müvekkil malvarlığı açısından zarara uğramışsa veya bu sözleşme nedeniyle mağdur olmuşsa, görevi kötüye kullanma suçu oluşmuş olabilir.
|