Mesajı Okuyun
Old 09-01-2012, 13:14   #1
peling

 
Varsayılan Elektrik İdaresinin İsnadı Neticesi Açılan Ceza Davasından Beraat Sonrası Tazminat Davası ve Zamanaşımı

Sayın Meslektaşlarım,
Elektrik İdaresi müvekkillerim sanık (aile) şirket yetkililerinin iştigal adreslerine 1-2 sokak ötede bir adreste sayaçsız elektrik kullanmak nedeniyle bir tutanak tutuyorlar. Ancak tutanak imza edilmiyor, isim olarak da müvekkillerimin aile şirket ismi yazılıyor. (muhtemelen asıl sanık müvekkilleri piyasadan tanıdığından isim olarak belirtmiş) herhangi bir kimlik bilgisi yok. Bir vatandaşlık numarası girilmiş ancak o da sorgulandığı vakit; gerçek bir vatandaşlık numarası olmadığı ortaya çıkmakta. Bu tutanağın öncelikle hukuka uygun olmadığı kanaatindeyim.
Gelelim dava olayına; söz konusu tutanak kurum avukatına gönderiliyor; kurum avukatı da bu tutanaktaki ismi İTO'dan arattığında müvekkillerime adres, vatandaşlık numaraları dahil ulaşıyor. Şikayet dilekçesini müvekkillerim adına düzenliyor, Savcılığa sunuyor. Savcılık da kabul ediyor. Ancak gel gelelim suçun işlendiği adresle müvekkillerimin ilgisi olmadığından açılan davadan müvekkillerim habersiz olay dallanıp budaklanıyor. Biz bu olaylardan pek tabi yakalama ile haberdar oluyoruz. Müvekkillerden biri Şehir dışına pazarlama için çıktığında GBT kaydından otel haberdar ediyor sabah 4/5 sularında müvekkil karakola götürülüp ifadesi alınarak Nöbetçi Mahkemeye çıkarıldıktan sonra biz olaya müdahil olduk. Bu sırada ilgili ceza davasının 3. celsesi görülmüştü bile. Neticeten davanın 5. celsesinde müvekkillerim beraat etti. Şimdi bu olaylardan dolayı tazminat davası açmak bir nebze de olsa çamur at izi kalsın prensibinden yetkilileri uzaklaştırmak isteğindeyiz. Olayı incelediğimde; 1- CMK 141. madde gereği müvekkilin şehir dışındayken yakalama emri ile alıkonup ifadesinin alınması halinin ölçülülük ilkesi ile bağdaşmadığını bu nedenle iş görüşmesinin sonuçlanamaması nedeniyle maddi manevi zararının doğduğundan devlet aleyhine dava açmayı 2- Suç isnadı nedeniyle Kurum (Elektrik İdaresi) aleyhine BK 49. maddeye dayalı tazminat davası açmayı düşünüyorum.
Yalnız zaman aşımı anlamında çekincem var. Yakalama ile suçtan haberdar olduğumuz düşünülürse; 11.11.2010 Tarih. Beraat Kararının verildiği duruşma 12.07.2011 ve Kesinleşme Tarihi: 14.09.2011 (Temyiz olmadan) Yalnız tebligat döndüsü ancak Ekim sonunda geldi dosyaya (Ben de hazineden vekalet ücreti alacağım nedeniyle temyiz anlamında beklemek durumunda kaldığımdan tebligat döndüsünü takip ettim). Ayrıca Müvekkillerim sanıklara herhangi bir tebligat yapılmadı (hazine masrafı karşıladığından bize tebligat yapmayı ar görüyor)

Sormak istediğim noktalar; 1- yukarıda anlattığım olay açısından tespit ettiğim her iki davanın açılması mümkün mü?
2- Her iki dava açısından da zamanaşımı süresi konusunda herhangi bir sıkıntı var mı?

Bu tür bir dava açmış olan kimse tecrübelerini paylaşırsa çok memnun olurum. Zira dava açacak olunca bu kez de kurum aleyhine açılacak davayı tam yargı değil de hukuk mahkemelerinde tazminat davası olarak açacağımı düşündüğümden talep tutarları nasıl olmalı? bir de haksız çıktığımız tutardan karşı tarafa vekalet ücreti ödemek durumunda kalmak istemiyorum..

Teşekkürler,