 |
Alıntı: |
 |
|
|
 |
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici |
 |
|
|
|
|
|
|
" .. ee o halde bu buğdaylar tüketildi, ücretten de saymadık, hesabı nasıl yapacağız?"
|
|
 |
|
 |
|
|
|
|
|
Verilen buğdaylar için de sebepsiz zenginleşme de olmayacak şekilde hakkaniyete uygun bir çözüm bulunmalıdır diye düşünüyorum
|
|
 |
|
 |
|
Burada bir de net ücret/brüt ücreti ayrımı çıkacak karşımıza.

İşveren buğdayı vermekle borçtan kurtulmuştur demek, bu açıdan da zor.
Ancak elbetteki, işveren bu buğdayları ücret borcunu ifa etmek amacıyla vermiş, işçi de bu şekilde kabul etmiştir. Bu fiili durum da hukuken yok sayılmaz.
Yapılması gerekenler:
Zamanaşımı geçmemiş alacaklar için,
1- İşçinin ücreti belirlenecek. (Buğdayların bedeli asgari ücreti geçiyorsa, buğdayın bedeline göre; değilse, emsal ücrete göre.)
2- İşçinin muaccel ücret alacağı belirlenecek.
3- İşçiye sağlanmış parayla ölçülebilen menfaatlerin değeri belirlenecek ve alacaktan mahsup edilecek.
Sosyal güvenlik mevzuatı açısından,
İşçinin belirlenen ücreti net ücret olarak kabul edilecek. Prim yükü işverende kalacak.
Bundan sonrası açısından,
İşçi "Buğday devri kapandı, paramı verin benim" diyecek.
Diye düşünüyorum.