08-01-2012, 23:41
|
#2
|
|
Taşeronları alt işveren olarak da ifade etmek mümkündür. 4857 sayılı İş Kanununun 2. maddesinde; asıl işveren-alt işveren ilişkisi düzenlenerek, bu ilişkinin tarafları olan asıl işveren ve alt işveren tanımlanmıştır. Buna göre; bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işverene alt işveren (taşeron), iş aldığı işverene ise asıl işveren, her iki işveren arasında kurulan ilişkiye de asıl işveren - alt işveren ilişkisi denilmektedir. 4857 sayılı İş Kanununun yine 2. maddesinin 1. fıkrasında; işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren denileceği belirtilmektedir. Asıl işverenle, alt işveren (taşeron) arasındaki ilişki kural olarak istisna sözleşmesine dayanmaktadır. BK 355 ve 371. maddeleri arasında düzenlenen istisna akdi hükmüne göre yapılan bu sözleşmeler, taşeronluk sözleşmesi olarak ifade edilmektedir. Bu tanımdan hareketle, Taşeronun vergi yükülümlüğü vardır. Mükellefiyet tesisi, beyan ve bildirim, defter tutma, saklama gibi yükümlülükleri vardır. Vergi dairesine mükellefiyet tesis etmemiş olmasının sonuçları ise, Res'en tarhiyat ( VUK Md 30 ) ve vergi ziyaı suçu ( VUK Md 344,341 )işlemiş olacaktır.
|