Mesajı Okuyun
Old 23-12-2011, 14:35   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Hepinize merhaba, acil bir bilgiye ihtiyacım var. Müvekkil TCK 103/6'dan yargılanıyor. Müşteki çocuğunun vücudunun kıyafetlerinin üzerinden okşandığını iddia ediyor. Müvekkil suçlamayı başından beri reddediyor. Mahkeme araştırdığı takdirde somut gerçeğe ulaşabileceği tüm tevsii tahkikat taleplerimizi reddederek, 15 yılın üzerinde bir ceza verme yolunda ilerliyor. Çocuğun ruh sağlığının bozulduğu yönünde adli tıp raporu var. Rapor müşteki annenin beyanına göre hazırlanmış, gözleme dayalı bilgi yok. Annenin rapora yansıyan beyanı çocuğun derslerinin olaydan sonra bozulduğu, agresif, hırçın, arkadaşları ile uyumsuz, küfürbaz vs. olduğu şeklinde. Adli tıp bunları duyunca travma sonrası stres bozukluğu diye rapor tanzim ediyor zaten. Okulla görüştüğümde suç tarihinden bu güne geçen 2 yıllık süreçte çocukta en ufak bir olumsuzluk olmadığı bilgisine ulaşıyorum. Savunmam ve iddiam şu: Çocuğun okul başarısında bir değişiklik, sosyal hayatında bir farklılık yok ise, nasıl ruh sağlığı bozulmuş diyebiriz. Mahkeme okula müzekkere yazmayı gereksiz buldu. Çocuğun annesini resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan (TCK 206 sahtecilik suçu- adli tıp raporunu düzenleyenlere yalan beyanda bulunma) suçundan şikayet ederek okuldan çocukla ilgili gerçek verileri almayı düşünüyorum. Bu suç duyurusunun faydaları ve zararları konusunda fikri olan arkadaşlardan yardım bekliyorum. Bilgisini paylaşan arkadaşlara teşekkür ederim.
Sayın nurseli;

Adli Tıp tarafından hazırlanan raporda, anneden alınan bilgilerin değerlendirilmesinin de yapıldığı belirtiliyor mu? Eğer öyle ise, resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun gerekçesinde belirtilen "Kişi, kendi beyanıyla, sahte bir resmî belgenin düzenlenmesine neden olmak hakkına sahip değildir. Kişinin açıklamaları üzerine düzenlenen resmî belgenin bu beyanın doğruluğunu ispat edici bir güce sahip olması suçun oluşması için gereklidir..." şeklindeki unsur gerçekleşmiş oluyor.

Suç duyurusunda bulunmanızın müvekkilinizin hak ve menfaatleri açısından gerekli ve yararlı olacağı kanaatindeyim. Adli tıp tarafından tanzim edilmiş olan raporun aksine çocuğun okuldaki davranışlarına/derslerine/arkadaşlarıyla olan ilişkilerine yansımış olan "somut" stres bozukluğu belirtileri yok ise yapacağınız suç duyurusunda (bence anne açısından belirttiğiniz durumda mezkur suç oluşmuştur) bu önemli hususun dikkate alınması mümkün olabilecektir. Ancak bu doğrultuda okuldaki öğretmenlerin, gerekirse diğer çocukların ifadelerine başvurulması da yarar sağlayacaktır.

Müvekkilinizin, devam etmekte olan davada müsnet suçtan cezalandırılması yönünde hüküm kurulduğunda, araştırmanın genişletilmesi konusundaki taleplerinizin dikkate alınmaması temyiz incelemesinde bozma nedeni olabilecektir, mahkeme taleplerinizi dikkate almalıydı diye düşünüyorum.

Saygılarımla..