|
|
|
|
Değerli meslektaşlarım,
Vasi tayinine ilişkin bir davada vasi tayinine yer olmadığını, vesayet altına alınanın sağlıklı olduğunu iddia eden taraf vekiliyim.
Vesayet altına alınması talep edilen 2 defa randevu almasına rağmen Adli Tıp Kurumunda muayene olmaya gitmemiş, son celse duruşmaya gelerek maddi durumunun kötü olduğunu adli tıp kurumuna gitmeye gücünün olmadığı belirtmiştir. Hakim de bizim de ispat yükümüzün olduğunu bu nedenle vesayet altına alınması talep edilenin muayene masraflarını bizim karşılamamız gerektiğine karar vermiştir.
Bu ara kararın hatalı olduğunu ve ispat yükünün vasi tayini talep edende olduğunu düşünmekteyim. Masrafları itiraz edene yüklemek adil ve hukuki midir sizce? Buna ilişkin bir Yargıtay kararı arıyorum.
|
|
 |
|
 |
|
İspat yükü sizde değildir, giderleri ödeme yükümlülüğünüz yoktur.
Aşağıdaki maddeleri dikkate alınız.
HMK 190/1: "İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir."
HMK 324/1: "Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler."
HMK 325: "Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işlerde, hâkim tarafından resen başvurulan deliller için gereken giderlerin, bir haftalık süre içinde taraflardan birisi veya belirtilecek oranda her ikisi tarafından ödenmesine karar verilir. Belirlenen süre içinde bu işlemlere ait giderleri karşılayacak miktarda avans yatırılmazsa, ileride bu gideri ödemesi gereken taraftan alınmak üzere Hazineden ödenmesine hükmedilir."