Mesajı Okuyun
Old 07-12-2011, 16:25   #6
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
...herhangi bir yetki kuralına dayanılmamış...

Verilen kararların menşei: Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu, 07.06.1935 T., 1935/92 E., 1935/16 K: "Evlilik birliğinin sıyaneti için Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 500. maddesine tevfikan ikame olunan nafaka davalarının müddeaaleyhin ikametgahı mahkemesinde rüyet olunacağı ötedenberi içtihat edilmiş iken bu kerre bahsi geçen içtihat hilafında 2. Hukuk Dairesinin 16 kanunuevvel 934 tarih ve 3737/3807 numaralı ilamında tedbir talebinden ibaret olan bu kabil davaların davacının ikametgahı mahkemesinde de görülebileceğine karar verilmiş ve şu suretle tahassül eden içtihat ihtilafının tevhidi suretiyle halli dairei müşarünileyha reisliğinin 23 Şubat 935 tarih ve 935/15 numaralı müzekkeresiyle talep olumuş olmakla 7.6.935 tarihinde müsadif cuma gününde toplanan Genel kurula 43 zatın iştirak ettiği görüldükten ve müzakere nisabı tahakkuk ettikten ve hadise bir kerre daha Baş Başkan İhsan Ezgü tarafından izah olunduktan sonra söz alan 2. Hukuk Başkanı Ali Himmet: Ötedenberi dairece aile birliğinin sıyanetine müteallik tedbir davalarında salahiyet meselesi nazara alınarak o dairede muamele yapılmakta idi. Fakat ahiren Hukuk Heyeti Umumiyesince bunlar ihtiyati tedbir addiyle salahiyet mevzuubahis olamıyacağına karar verildi. Bizim noktai nazarımıza göre Heyeti Umumiye Kararı doğru değildir. Çünkü aile birliğinin sıyaneti için yapılacak tedbir başka ihtiyati tedbir başkadır. Birincisi müstakil bir dava ve bunun üzerine verilecek hüküm de müstakil bir hükümdür. Halbuki ihtiyati tedbirler dava münasebetiyle talep olunan tedbir asıl davanın sonuna kadar devam eder; neticede ya kaldırılır, ya bir müddet daha devamına karar verilir ve hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 105. maddesi sarahatı veçhile ile tedbirler tahkikat hakimi tarafından ittihaz olunur. Halbuki nafaka takdiri ve saire gibi aile tedbirleri hakim tarafından yapılır ve diğer hükümlerin neticelerini tevlit eder. Binaenaleyh diğer davalar gibi salahiyet ahkamı umumiyeye tabi olmak iktiza eder. Bir defa ihtimalleri gözönüne getirelim, karı koca İstanbulludur, erkek veya karı kalkmış Erzurum'a gitmiş, oranın mahkemesinde tedbir talebinde bulunuyor. Bu halde İstanbul'da bulunan tarafı Erzurum mahkemesine gelmeğe mecbur etmek doğrumudur? Umumi kaidelerden inhiraf ederken çok düşünmek ve lüzumuna kanaatı tamme hasıl olmak lazımdır. Hadisede hiç te böyle bir lüzum ve ihtiyaç yotur, demeleriyle müzakerenin yeterliği onaylanarak reye konuldukta:

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 500. maddesinde yazılı aile birliğinin korunmasına matf umumi hükümlere ve tevfikan ( salahiyet ) aranılması meselenin gereklendirdiği sürat ve sühulete ve kanunun istihdaf eylediği amaç ve ereğe münafi olacağından ihtiyati tedbirlerde olduğu gibi bu kabil tedbir dileklerinde dahi salahiyet mevzuubahis olamıyacağı çoklukla kararlaştırıldı."

Konu hakkında değerlendirme yapılırken irdelenen maddeler:
743 S.K.m.137: Boşanma veya ayrılık davası açılınca hâkim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, infakına, karı koca mallarının yönetimine ve çocukların bakımına dair geçici tedbirleri kendiliğinden alır.

4721 S.K.'daki karşılığı m.169: Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alır.

Saygılar...