Mesajı Okuyun
Old 05-12-2011, 20:01   #1
hakikiavukat

 
Mutlu Bilinçli Taksir , Şikayetten Vazgeçme , Hizmet Kusuru , Tutanağın Aksinin İspatı

İ, Firması mallarını kendi aracıyla ve sigortalı çalışanı Ç aracılığıyla yapmaktadır. Bir tarihte mal dağıtımına çıkıldığında Ç ters yönden girdiği bir yolda yaralamalı bir trafik kazası sonucu müvekkilimi yaralıyor. Olaydan hemen sonra kazaya karışan araçla hastaneye götürüyor .

Ertesi gün karakola gidiliyor. Ünlü İ firmasının yetkilileri müvekkilin mağduriyetinin giderileceğini söyleyerek müvekkile şikayetçi olmadığına dair bir tutanak imzalatıyorlar. Tutanakta olayın oluşundan , ilgili araçtan hiç bahsedilmiyor. Her nasılsa başka bir araç plakası yazılıyor.

Daha sonra müvekkil hiç aranmıyor ve savcılığa başvurusunda , hafif yaralandığını düşünerek ve okutulmayan tutanağı imzaladığını ve mağdur olduğunu söylüyor. Savcılık ise ağır yaralama olduğunu doktor raporundan anlayarak dava açıyor.

Ceza dosyasında , yaralamalı trafik kazasının , hızlı aracın ters yönde kullanılması nedeniyle bilinçli taksirle işlenmiş sayılması gerektiğini , bu halde şikayetten vazgeçmenin hüküm doğurmayacağını bildirdik. Ancak hakim ikna olmuş gözükmüyor , bu hususta içtihat arıyorum.

Bu arada biz ceza dosyasını öğrenmeden önce İ firması , çalışanı Ç ve aracın sigortası S aleyhine tazminat davası açıyoruz. Tutanakta farklı bir araç yazıldığından İ firması ve S sigorta şirketi husumet itirazında bulundu , tutanağa plakası yazılan aracın firması ve aracın sigortası davaya dahil edildi. Kazaya karışan aracın tespiti için kazanın gerçekleştiği alandaki firmalara , trafiğe ( mobeseye ) ve hastaneye yazı yazıp kamera kayıtlarını istedik , ancak hepsi boş çıktı.

Ancak davayı açarken İ firmasının hem araç sahibi hem de adam çalıştıran sıfatıyla sorumluluğuna dayanmıştım. Şimdi ise çalışan Ç ‘nin kendi insiyatifiyle , görevi gereği denetim nedeniyle içinde bulunduğu dağıtıcı taşeron firmanın aracını polis çekmesin diye geçici olarak kullandığını , bu hususta işverenin bir talimatı olmadığını , çalışan görevi dışına çıktığından işveren İ firmasının bundan sorumlu olmayacağını ileri sürüyorlar. Bu aşamada nasıl bir savunma önerirsiniz.

Diğer bir anlamadığım şey ise şikayet süresinin 6 ay olduğu ceza hukuku sisteminde mobese kayıtları nasıl olur da hafta bir – 10 günde bir silinir. Bu dava husumet nedeniyle İ firmasına ve sigorta şirketine karşı kaybedilse , devletin müvekkilimin savunma ve ispat hakkını engellediğinden bu kayıptan hiç mi sorumluluğu yok. Kamera kayıtlarının bulunamayışı acaba bir hizmet kusuru olarak değerlendirilebilir mi ? Görüşlerinize sunuyorum. Uzun metinli bu sorum nedeniyle herkesten şimdiden özür dilerim. ( Teşekkür butonunun yanına bir de benim için özür butono konulsa iyi olurdu. ) Saygılarımla.