|
|
|
|
Iki ayri protokol yok, her iki davada da ayni protokol sunuluyor. Ama iki dava arasi eslerden biri diger ese ev satin aldigi icin, ikinci davada protokol sadece delil olarak sunuluyor ve sadece nafakaya hukmediliyor. Evle ilgili karar verilmesini meslektasimiz mahkemede talep etmiyor. Ve bunun neticesinde ilk dava takip edilmedigi icin dava dusuyor ve ev evlilik birligi icinde alinmis oluyor.
|
|
 |
|
 |
|
Keşke öyle olsa dosya içine sunulan anlaşma protokolü tarafların gerçek iradelerinin göstergesidir. Davacı bu protokolden sonraki tarihte yaptığı tapu devrine karşı tasfiye payı alacağı davasını açamaz. Çünkü protokol maddesi ve mülkiyeti geçirimin sebebi bellidir. Amaç belli ki; "evliliğin tasfiyesidir". Bundan sonra davacının evi davalıya evlilik birliği içinde aldım, benim de hakkım var demesi iyiniyet kuralları ile bağdaşmaz. Bunun tek anlamı vardır, davalıyı kandırmak..Hukuk bunu korumaz.
Bana göre ortada iki sözleşme var ve birincide tapu ile ilgili mesele ortadan kalktığı "konusuz" kaldığı için ikinci sözleşme nafakaya ilişkin husus içeriyor ve boşanma bu protokol doğrultusunda gerçekleşiyor.
İlk protokol bulunsa sorun kalmaz. Çünkü davacı açıkça kötüniyetlidir ahde vefa kuralına uygun davranmamıştır. Dolayısıyla avukata yüklenecek bir ihmal veya kusur da bulunamayacaktır.
Saygılarımla,