|
sözleşmenin geçersizliği nedeni ile menfi tespit davası daha mantıklı göründü şimdi sanki aşağıdaki kararda sadece fek talebi ile ilgili kesin yetki nedeni ile bozulmuş karar...
T.C.
YARGITAY
19. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/3260
K. 2006/173
T. 19.1.2006
• TEMYİZ KUDRETİNİN BULUNMAMASI NEDENİYLE İPOTEĞİN FEKKİ TALEBİ ( Taşınmazın Bulunduğu Yer Mahkemesinin Kesin Yetkili Olması )
• İPOTEĞİN FEKKİ TALEBİ ( İpotek Tarihinde Temyiz Kudretinin Bulunmadığı İddiasıyla - Yetkili Mahkeme )
• YETKİLİ MAHKEME ( İpoteğin Fekki Davasında Taşınmazın Bulunduğu Yer Mahkemesinin Kesin Yetkili Olması )
• TAŞINMAZIN BULUNDUĞU YER MAHKEMESİNİN KESİN YETKİSİ ( İpotek Tarihinde Temyiz Kudretinin Bulunmaması Gerekçesiyle İpoteğin Fekki Davasında )
1086/m.13
4721/m.15
ÖZET : Davacı vekili, müvekkilinin Genel Kredi Sözleşmelerine kefil olduğunu ve ve teminat olarak banka lehine ipotek tesis ettiğini, oysa sözleşme ve ipotek tarihlerinde müvekkilinin temyiz kudreti bulunmadığından borçlanma ehliyetini haiz olmadığını belirterek, sözleşmelerdeki kefaletin ve ipotek sözleşmesinin geçersizliğinin tespitiyle, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İpoteğin fekki davası, HUMK.nun 13. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır. Bu yetki kesin nitelikte olup, kamu düzenini ilgilendirdiğinden mahkemece resen gözetilmelidir. Davacıların ipoteğin fekki talebi yönünden belirtilen yetki kuralı gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki sözleşmenin geçersizliğinin tespiti-ipoteğin fekki davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : Davacılar vekili, müvekkillerinin murisi M. Ç.'nun dava dışı U. Tekstil İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti'nin davalı banka ile imzaladığı 23.9.1998, 25.9.1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmelerinde kefil olarak yer aldığı gibi, 23.9.1998 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin teminatı olarak banka lehine ipotek tesis ettiğini, bankanın kredi borcunun ödenmemesi üzerine icra takiplerine başladığını, oysa murisin anılan şirketle bağlantısı olmadığı gibi sözleşmelere ve ipotek tarihinde temyiz kudreti de bulunmadığından borçlanma ehliyetine haiz olmadığını belirterek, sözleşmelerdeki kefaletin ve ipotek sözleşmesinin geçersizliğinin tespitiyle, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, sözleşme ve ipotek tesis tarihinde davacılar murisinin hastalığı olmadığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece Adli Tıp Kurumunun 7.7.2004 tarihli raporu gibi davacılar murisinin sözleşmelerin tesisi tarihinde hukuki ehliyeti haiz bulunmadığından sözleşmelerin iptaline, ipoteğin fekkine karar verilmiş, karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- İpoteğin fekki davası, HUMK.nun 13. maddesi uyarınca taşınmazın bulunduğu yer mahkemesinde açılır.
Bu yetki kesin nitelikte olup, kamu düzenini ilgilendirdiğinden mahkemece resen gözetilmelidir. Davacıların ipoteğin fekki talebi yönünden belirtilen yetki kuralı gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda ( 1 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, 19.1.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|